Cumartesi, 10 Zilkade 1445

Rasulullah s.a.v’in günlük virdleri

Namazdan Sonraki Dualar Ve Zikirler

Ebû Ümame’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, de­miştir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e soruldu: Hangi dua daha çabuk kabul olunur? Şöyle buyurdular:

“Gecenin son vaktinde ve farz namazların arkasında (yapılan dua­lar)...”[1]

164- İbni Abbas’dan (Radıyallahu Anhüma) rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:

“Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in namazının son bulduğunu Tekbîr ile anlardım” (Yani namazı bitirince الْلَّهُ أَكْبَرُ / Allahuekber derdi) Yine Buharî ve Müs­lim’in Sahihlerinde İbni Abbas’dan (Radıyallahu Anhüma) bir rivayet de şöyle:

“İnsanlar, farz namazdan ayrıldıkları zaman zikirle sesi yükseltmek, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in devrinde idi.” Yine İbni Abbas (radıyallahu Anhüma) demiştir: “Ben, bu zikri işittiğim zaman, namazı tamamladıklarını bilirdim.”[2]

165- Sevban’dan (radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, şöyle de­miştir:

“Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem namazını tamamladığı zaman üç defa istiğfar ederek أسْتَغْفِرُ اللهَ Estağfirullah” (Allah’tan mağfiret dilerim) diyerek” şöyle buyururdu:

blank

“Allâhümme ente’s-selâmu ve minke’s-selâm, tebârekte yâ ze’I-celâli ve’I-ikrâm.”

(Allah’ım, Sen afattan selâmet üzeresin ve selâmet de Sendendir. Ey Celâl ve ikram sahibi, Sen noksanlıklardan münezzehsin).

Bu hadîsin ravilerinden olan Evza’î’ye denildi ki, istiğfar nasıl olur? Cevab olarak, şöyle söylersin, dedi:

أسْتَغْفِرُ اللهَ , أسْتَغْفِرُ اللهَ Estağfirullâh, estağfirullâh” (Allah’dan mağfiret dilerim, Allah’dan mağfiret dilerim)[3]

166- Muğîre ibni Şu’be’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, namazı bitirip selâm verdiği zaman şöyle derdi:
blank

La ilahe illâllâhu vahdehû, lâ şerike leh. Lehu’l-mülkü ve lehü’l-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadir. Allâhümme la mâni’a Limâ a’teyte, ve lâ mu’tıye limâ mena’te , ve lâ yenfa’u zelceddi minke’l-ceddü.” 

(Allah’dan başka hiç bir ilâh yoktur, yalnız O vardır, O’nun ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd O’na mahsustur. O her şeye kadirdir. Al­lah’ım! Senin verdiğini engelleyen yoktur ve vermediğini de verecek kim­se yoktur. Güçlüye fayda vermez; güç ancak sendedir. “[4]

167- Abdullah ibni Zübeyr’den (Radıyallahu Anhüma) rivayet edildi­ğine göre, Peygamber efendimiz selâm verince her namaz arkasında şöy­le derdi:

blank
“Lâ ilahe illâllâhu vahdehû lâ şerike leh. Lehu’l-mülkü ve lehu’l-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadir. Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh. Lâ ilahe illâllâhu ve lâ na’budu illâ iyyâh. lehunni’metü ve’lehul-fadlü. ve lehussenâu’l-hasenü, lâ ilahe illâllâhu muhlisine lehu’d-dîne ve lev kerihe’l-kâfirûn.
(Allah’dan başka hiç bir ilâh yoktur; yalnız O vardır. O’nun ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd O’na mahsustur. O her şeye kadirdir. İbâ­detlere güç yetirmek, günahlardan korunmak ancak Allah’ın kuvveti ile­dir. Allah’dan başka hiç bir ilâh yoktur ve ancak O’na ibadet ederiz. Nîmet ve ihsan O’nundur. Güzel övgü O’na mahsustur. Allah’dan başka hiç bir ilâh yoktur; kâfirler hoşlanmasa dahi, biz ibâdeti Allah’a has kı­larız (ve bu tevhid sözünü söyleriz.)” İbni Zübeyr demiştir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, her namazın arkasında bunları söyler,  bu tehlîli okurdu.[5]

168- Ebû Hüreyre’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Mu­hacirlerin fukarası, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e gelip dediler ki: Mal varlığı olan zenginler, yüksek dereceleri ve cennetin tükenmez nîmetlerini alıp götürdüler (biz fakirlerin hali ne olacak?) onlar, bizim gibi namaz kılıyorlar, oruç tuttuğumuz gibi oruç tutuyorlar. Üstelik onların maldan ötürü faziletleri var: Malları ile hac yapıyorlar, umre yapıyorlar, cihad yapıyorlar, sadaka veriyorlar… Peygamber efendimiz (onlara) bu­yurdu:

“Size bir şey öğreteyim ki, onunla sizi geçenlere ulaşırsınız, onunla sizden sonrakileri de geçersiniz ve sizden daha faziletli bir kimse de olmaz. An­cak sizin gibi yapan müstesna.” Ashab dediler ki, evet (bize öğret) ya Resûlallah! Peygamber efendimiz buyurdu: “Her namazın arkasında otuz üç defa tesbîh yaparsınız (سُبْحَانَ الْلَّهِ Sübhânellah, dersiniz), tahmîd edersiniz (الْحَمْدُ لِلَّهِ Elhamdülillah, dersiniz), tekbîr getirirsiniz (الْلَّهُ أَكْبَرُ Allahu Ekber, dersiniz).

Bu zikrin keyfiyetinden, Ebû Hüreyre’den rivayet eden Ebû Salih’e sorulduğu zaman dedi ki: 33’er kere “سُبْحَانَ الْلَّهِ Sübhânellâh”, “الْحَمْدُ لِلَّهِ Elhamdülillah”, “الْلَّهُ أَكْبَرُ Allâhu ekber…” söylenerek tesbîh yapılır:.[6]

169- Kâ’b ibni Ücre, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’den riva­yet ettiğine göre, Peygamber efendimiz buyurdu:

“Arka arkaya söylenecek (insanı koruyan öyle) kelimeler vardır ki, farz namazların sonun­da bunları söyleyen yahud bunları yapan eli boş dönmez. Bunlarda otuzüç tesbîh (سُبْحَانَ الْلَّهِ sübhânellah), otuzüç tahmîd (الْحَمْدُ لِلَّهِ Elhamdülillâh) ve otuzdört tekbîr (الْلَّهُ أَكْبَرُ AllâhuEkber) dir.[7]

170- Ebû Hüreyre (radıyallahu Anh) Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’den rivayet ettiğine göre, Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuş­tur:

“Her namazın arkasında kim otuz üç defa Allah’ı tesbîh eder (سُبْحَانَ الْلَّهِ Sübhâ­nellah, der), otuzüç defa Allah’a hamd eder (الْحَمْدُ لِلَّهِ Elhamdülillâh, der), otuzüç defa Allah’ı tekbîr eder (الْلَّهُ أَكْبَرُ Allâhu Ekber, der) ve
blank

“Lâ İlahe îlallâhu Vahdehü Lâ Şerîke leh, Lehulmülkü ve Lehulhamdü ve Hüve Alâ Külli Şey’in Kadîr”

sözü ile yüzü tamamlarsa, günahları deniz köpüğü kadar dahi olsa, onlar bağışlanır.[8]

171- Sa’d b. Ebî Vakkas (Radıyallahu Anh) dan rivayet edildiğine göre, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz arkasında şu sözlerle Al­lah’a sığınırdı:
blank

“Allâhümme innî eûzü bike mine’l-cübni ve eûzü bike en uredde ilâ erzelul’-umuri ve eûzü bike min fitneti’d-dünyâ ve eûzü bike min azâbi’l-kabri”

(Allah’ım! Korkaklıktan sana sığınırını, ömrün sonunun rezilliğinden (kocamaktan) sana sığınırım, dünyanın fitnesinden sana sığınırım, kabir azabından sana sığınırım.”[9]

172- Abdullah ibni Ömer’den, o da Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem’den rivayet ettiğine göre, Hazreti Peygamber şöyle buyurdu:

“İki haslet yahud iki huy vardır ki, bunlara devam eden müslüman bir kul cennete girer. Bu iki şey kolaydır; fakat bunları yapan azdır: Her namazın arkasında Allah Tealâ’yi on defa سُبْحَانَ الْلَّهِ  subhanallah , on defa الْحَمْدُ لِلَّهِ elhamdulillah , on defa الْلَّهُ أَكْبَرُ Allahuekber der, (bir vakit namazda otuz tesbîh ve beş vakit namaz itibariyle) bunların tümü dil ile yüz ellidir. Sevab tartısında ise (bir haseneye on sevab itibariyle), bin beşyüzdür. Ayrıca yatağına girdiği zaman otuz dört tekbir yapar (Alİahu Ekber, der), otuz üç defa hamd eder (elhamdü lillâh, der), otuz üç defa tesbîh yapar (sübhânellah, der). Bunlar da dilde yüzdür; fakat tartıda (bire on sevab hesabı ile) bindir.”

Ravi der ki, ben, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in parmakları ile bu tesbihleri saydığını gördüm. Ashab sordular:

– Ya Rasûlallah! Bunlar nasıl olur kolaydır da, bunları yapan azdır? Buyurdular : “Sizden birine uykusu vaktinde şeytan gelir de bunları söy­lemeden önce onu uyutur. Bir de ona namazında gelir de, bunları söyle­meden önce ona bir işi hatırlatır (ve o iş için bunları terk eder).”[10]

173- Ukbe ibni Âmir’dan (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre demiştir ki, “Her namazın arkasında Muavvizeteyn (Felâk ve Nâs) sûreleri­ni okumamı Resûlüllah sallallahu Aleyhi ve Sellem bana emretti.”

 

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

قُلْ هُوَ ٱللَّهُ أَحَدٌ ﴿١﴾ ٱللَّهُ ٱلصَّمَدُ ﴿٢﴾ لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ ﴿٣﴾ وَلَمْ يَكُن لَّهُۥ كُفُوًا أَحَدٌۢ ﴿٤﴾ 

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ ٱلْفَلَقِ ﴿١﴾ مِن شَرِّ مَا خَلَقَ ﴿٢﴾ وَمِن شَرِّ غَاسِقٍ إِذَا وَقَبَ ﴿٣﴾ وَمِن شَرِّ ٱلنَّفَّٰثَٰتِ فِى ٱلْعُقَدِ ﴿٤﴾ وَمِن شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ ﴿٥﴾ 

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ ٱلنَّاسِ ﴿١﴾ مَلِكِ ٱلنَّاسِ ﴿٢﴾ إِلَٰهِ ٱلنَّاسِ ﴿٣﴾ مِن شَرِّ ٱلْوَسْوَاسِ ٱلْخَنَّاسِ ﴿٤﴾ ٱلَّذِى يُوَسْوِسُ فِى صُدُورِ ٱلنَّاسِ ﴿٥﴾ مِنَ ٱلْجِنَّةِ وَٱلنَّاسِ ﴿٦﴾ 

Ebû Davud’un diğer bir rivayetinde de, “Muavvizat” sûrelerini okuma­mı bana emretti, şeklindedir ki, bundan “Kul Hüvellâhu Ahad, Kul Eûzü birabbilfelak ve Kul E’ûzü birabbinnâs” sûrelerinin kasdedildiği anlaşıl­maktadır. [11]

174- Mu’az’dan (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Resûlüllah Sallaîlahu Aleyhi ve Seliem Muaz’ın elinden tutarak buyurdu: “Ey Mu’az, vallahi seni seviyorum. Ey Mu’az, sana tavsiye ediyorum ki, her namazın arkasında şunu söylemeyi asla terk etmeyesin:

blank
“Allâhümme e’innî alâ zikrike ve şukrike ve hüsni ibâdetike”

(Allah’ım! Seni anmaya, sana şükretmeye ve sana güzel ibâdet etmeye bana yardım et).[12]

175- Enes’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre demiştir ki, “Resûlüllah sallallahu Aleyhi ve Sellem, namazını tamamladığı zaman, sağ eliyle yüzünü meshederdi (sıvardı)(başka çeviride :alnına sürer) sonra buyururdu:blank

“Eşhedü en lâ ilahe illâllahurrahmânurrahîm. Allâhümme ezhib anni’l-hemme ve’l-hazene”

(Rahman ve Rahim olan Allah’dan başka hiç bir ilâh olmadığına şahidlik ederim. Allah’ım! Benden üzüntü ve kederi gider.)”[13]

176- Ebû Ümâme’den (radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:

“Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in kıldığı farz ve nafile namaz­ların arkasında ona her yaklaştığım zaman (mutlaka) şöyle dediğini işitmişimdir:

blank
“Allâhümmağfirlî  zünûbî ve hatâyâye kullehé. Allâhümme en’ışnî vecburnî vehdinî lisâlihi’l ağmâli ve’I-ahlâki innehû lâyehdî lisâlihihâ ve lâ yasrifu seyyiehé illâ ente.”

(Allah’ım! Günahlarımı ve kusurlarımı, hepsini bağışla. Allah’ım! Beni yükselt ve halimi düzelt ve beni iyi işlere, iyi ahlâka ilet. Çünkü Senden başkası salih olanına iletemez ve kötü işlerden alıkoyamaz.”)[14]

177- Ebû Sa’îd El-Hudrî’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, demiştir ki: “Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem namazını bitirince, bilemiyorum, selâm vermeden önce yahud selâm verdikten sonra, şöyle derdi:blank

“Sübhâne rabbike rabbi’l-ızzeti amma yesifûn ve selâmün ale’l-murselîn ve’l-hamdü Iillâhi rabbi’l-âlemin”

(Aziz olan senin Rabbin, müşriklerin yaptıkları (kötü) vasıflandırmalardan mü­nezzehtir, peygamberlere selâm olsun, alemlerin Rabbine hamd ol­sun…)”[15]

178- Enes’den (radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: “Peygamber sallallahu Aleyhi ve Sellem namazdan ayrılınca şöyle söylerdi:

blank
“Allahümmec’al hayre umarî âhirahu ve hayre amelîhavâtimehu vec’al hayre eyyamî yevme elkâke.”

(Allah’ım, ömrümün sonunu, ömrümün hayırlısı yap; işlerimin sonunu, işimin hayırlısı yap; günlerimizin en hayırlısını da, Sana kavuştuğum gün yap “[16]

179- Ebû Bekre’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre: “Nama­zın arkasında, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle söylerdi:blank

“Allâhümme innî eüzü bike mine’l-küfri ve’l-fakri ve( eüzü bike  min) azâbi’l-kabri (La ilahe illa ente) (Allah’ım! Küfürden, fakirlikten ve kabir azabından Sana sığınırım.”[17]

180- Zayıf bir isnadla Fedale b. Ubeydullah’dan rivayet edildiğine göre demiştir ki, Resûlüllah Sallallahu aleyhi ye Sellem şöyle buyurdu: .

“Sizden biriniz namaz kılınca (sonunda), Allah’a hamd ve övgü getir­sin. Sonra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e “Salât-u selam” getirsin. Sonra dilediği şeyi istesin (dua yapsın).[18]

 Sabah Namazından Sonra Allah’u Teâlâyı Zikretmek

Bil ki, gündüz yapılan zikir vakitlerinin en şereflisi, sabah namazından sonra yapılan zikirdir.

181- Enes’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre demiştir ki, Resûlüllah Sallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

“Kim sabah namazını cemaatla kıldıktan sonra oturur da, güneş do­ğuncaya kadar Allah’ı zikreder sonra (kerahet vakti çıktıktan sonra) iki rekât namaz kılarsa, tam bir hac ve Umre sevabı gibi olur…”[19]

182- Ebû Zer’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

“Kim, sabah namazının sonunda dünya kelâmı etmeden, dizleri bükük şunları on kez söylerse
blank

“Lâ ilahe illallâhu vahdehû lâ şerîke leh, lehu’l-mülkü ve lehu’l-hamdü yuhyî ve yümîtü ve hüve alâ külli şey’in kadîr”

(Allah’tan başka ilâh yoktur. O birdir ve eşi yoktur. Mülk O’nundur ve ha m d O’nundur. Diriltir ve öldürür ve O her şeye muktedirdir.) ona on sevab yazılır, ondan on günah silinir, son derece yükseltilir ve o günü her bir kötü şeyden güvencede olur, şeytandan korunur, Allah’a ortak koş­mak günahından başka hiç bir günahın da ona kavuşması uygun düşmez. (Çünkü Allah’, şirkten başka günahları dilediğinde bağışlar. Şirk ise, tevbe ve istiğfar ile bağışlanır).”[20]

183- Ashabdan Müslim b.El-Haris Et-Temîmî’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Resûlüllah Sallahu Aleyhi ve Sellem ona fısıldaya­rak şöyle dedi:

“Akşam namazını bitirdiğin zaman yedi kez:

blank
“Allâhümme ecirnî minennâr”

(Allah’ım, beni ateşten koru) söyle. Zira sen bunu söyleyip de o gecende ölürsen, ateşten kurtuluş sana vacib olur. Sabah namazını kıldığın zaman yine aynı şeyi söyle. Zira sen, o gündüzünde ölürsen, cehennem ateşinden korunma yazılır.”[21]

184- Ümmü Seleme (radıyallahu Anha) validemizden rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:

“Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem sabah namazını kılınca şöyle derdi:blank

“Allâhümme es’elüke ilmen nâfi’an ve amelen mütekabbelen ve rızqan tayyiben”

(Allah’ım! Senden faydalı ilim, makbul amel ve helâl nzık isterim).[22]

185- Suheyb’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, demiştir ki; Resûlüllah sallahu Aleyhi ve Sellem, sabah namazından sonra bir şey söyle­yerek dudaklarını kıpırdatırdı. Ben sordum: Ya Resûlallah, bu söylemekte olduğun nedirDedi ki:blank

“Allâhümme bike uhâvilü ve bike usâvilü ve bike uqâtilü.”
(Allah’ım! İşlerimin düzelmesini senden isterim, Seninle korunurum ve Seninle savaşırım).[23] “Bu belirttiğim manada hadîsler çoktur. Bundan sonra gelecek olan bölümde, gündüzün ilk vaktinde söyle­necek zikirler, gözlerin aydın olacağı dualardır, lnşaallah Tealâ…

Muhammed Beğavi’nin “Şerhu’s-Sünne” adlı eserinden rivayet ettiği­mize göre, Alkame İbni Kays demiştir ki: Sabah namazından sonra alimin uyumasından dolayı arz, Allah’a şikâyette bulunur, diye bize nakledil­miştir.
Dipnotlar:
[1] Tirmizî. Hadis Hasen’dir. Nesâî.
[2] Buhârî. Müslim.
[3] Müslim. Ebû Dâvud. Tirmizî. Nesâî.
[4] Buharı. Müslim. Ebû Dâvud. Nesâî.
[5] Müslim. Ebû Dâvud. Nesâî.
[6] Buhârî. Müslim. Muvatta’. Ebû Dâvud.
[7] Müslim. Tirmizî. Nesâî.
[8] Müslim.
[9] Buharî. Tirmizî. Nesâî.
[10] Ebû Dâvud. Tirmizî. Nesâî.(Bu hadîsin isnadı sa­hihtir.)
[11] Ebü Dâvud. Tirmizî. Nesâî. Ahmed b. Hanbel. İbn-i Hibbân. îbn-i Sünnî.
[12] Ebû Dâvud. Nesâî. Hâkim. Ahmed b. Hanbel.
[13] İbn-i Sünnî. [14] İbn-i Sünnî. [15] İbn-i Sünnî. [16] İbn-i Sünnî. [17] İbn-i Sünnî.
[18] İbn-i Sünnî. Ahmedb. Hanbel. Ebû Dâvud. Tirmizî.
[19] Tirmizî. (Tirmizî demiştir ki, bu.hasen bir hadistir.)
[20] Tirmizî.
[21] Ebû Dâvud. Nesâî. İbn-i Hibbân.
[22] Ahmed b. Hanbel. İbn-i Mâce. Ibn-i Sünnî. Nesâî.
[23] İbn-i Sünnî


blank
AKŞAM VE SABAH OKUNACAK DUALAR VE ZİKİRLER

Bil ki, bu bölüm, gerçekten çok geniştir. Bu kitabda da bundan daha geniş bir bölüm yoktur. Ben, bu zikirlerin özetlerinden bir kısmını burada bildireceğim. Kim bunların hepsini yapmaya muvaffak kılınır sa, bu onun için Allah’dan bir nimet ve fazilettir; ona müjdeler olsun… Bunların hepsini başaramayan kimse de, özetlerden dilediği ile yetinsin, bir zikir dahi olsa onu yapsın.

Bu bölüme esas teşkil eden, Kur’anı Kerîmden, yüce Allah’ın şu âye­tidir:

“Güneş doğmadan önce ve güneş batmadan önce, Rabbına hamd ede­rek tesbîh et.”[1] Yine Allah Tealâ buyurdu:

“Akşama doğru ve sabahleyin Rabbına hamdederk teşbih et”[2]

Yine buyurdu:

“Sabahleyin ve akşama doğru, nefsinde yalvararak ve sözü yükseltmeyip alçaltarak Rabbını zikret.”[3]

Yine Allah Tealâ buyurmuştur:

“Allah rızâsını dileyerek sabah-akşam Rab’lerine duâ edenleri kovma.”[4]

Yine Allah Tealâ buyuruyor:

“(O nur) o camilerde yakılır ki, onların yüce tanınmasını ve içlerinde kendi isminin anılmasını Allah emretmiştir. Bunlarda sabah ve akşam, Allah’ı teşbih ederler. Nice kişiler vardır ki, ne bir ticaret, ne de bir alış­veriş, Allah’ı zikretmekten onları alıkomaz.”[5]

Allah Tealâ yine buyurdu:

“Gerçekten biz onun (Davud Aleyhisselâm’ın) emrine dağlan bağlı kıldık da, akşama doğru ve kuşluk vaktinde onunla beraber tesbih ederlerdi.”[6]

Seyyidü’l-İstiğfar Duası

186- Şeddad ibni Evs’den (radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: “İstiğfarın seyyidi (Allah’dan, bağışlanmayı dilemenin en iyisi) şu:blank

“Allâhümme ente rabbî, lâ ilahe illâ ente, halaqtenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike va’dike mestata’tü. Ebû’u leke bini’metike aleyye, ve ebû’u bizenbî fağfir lî feinnehû lâ yeğfiruzzünûbe illâ ente. Euzü bike min şerri mâ sana’tu”

(Allah’ım, Sen benim Rabbimsin. Senden başka ilâh yoktur. Beni ya­rattın ve ben Senin kulunum. Gücüm yeterince, Senin emrin ve va’dın üze­reyim. Senin bana olan nimetini ikrar ve itiraf ediyorum. Günahımı da itiraf ediyorum, beni bağışla; çünkü Senden başkası günahları bağışlaya­maz. Yaptığım şeylerin kötülüğünden Sana sığınırım. Bir kul, gecelediği zaman bunu söyler de Ölürse, cennete girer, (yahud cennet ehlinden olur). Sabahladığı zaman bunu söyler de o gününde ölürse, (yine cennete gi­rer).[7]

Sabah Ve Akşam Okunacak Zikirler Ve Dualar

187- Ebû Hüreyre’den (radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, demiş­tir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Seîlem şöyle buyurdu:

“Kim kî, sabahladığı ve gecelediği zaman yüz defa şu tesbîhi yaparsa, kıyamet gününde bu yaptığından daha faziletlisi ile hiç kimse gelemez; ancak onun gibi söyleyen yahud bunu artıran başka.blank

“Sübhânellâhi ve bihamdihî”

(Allah’a hamd eder olduğum halde O’nu noksanlıklardan tenzih ederim” Ebu Davud’un rivayetinde:

blank
“Sübhânellâhi’l-azîmi ve bihamdihî”

(Yüce Allah’a hamd ederek onu noksanlıklardan tenzih ederim) şek­lindedir.[8]

188- Sahih isnadlarla Abdullah ibni Hubeyb’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:

“Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize namaz kıldırsın isteği üzere yağmurlu ve çok karanlık bir gecede evden çıktık. Nihayet ona ka­vuştuk. Bana;

–  Oku! dedi. Ben bir şey söylemedim. Sonra

–  Oku! dedi. Ben, bir şey söylemedim. Sonra;

–  Oku! dedi. Ben dedim ki:

– Ey Allah’ın Resulü, ne söyleyim? Peygamber, şöyle söyle, buyurdu:

Akşamladığın zaman ve sabahladığın zaman üçer kerreüzü e Kul Hüvel-lahu Ahad ile Muavvizeteyni (Felâk ve Nâs sûrelerini) oku her kötü şeyi senden engeller.[9]

189- Sahih isnadlarla Ebû Hüreyre’den (Radıyallahu Anh) rivayet edil­diğine göre, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem sabahladığı zaman şöyle buyururdu:
blank

”Allâhümme bike asbehnâ ve bike emseynâ ve bike nahyâ ve bike ne-mûtü ve ileyke’n-nüşûr”

(Allah’ım! Senin varlığın sebebiyle sabahladık. Senin varlığın sebebiyle geceledik. Senin varlığınla yaşarız. Senin varlığınla ölürüz. Öldükten sonra dirilip hesap vermek Sanadır.”

Gecelediği zaman da şöyle derdi:
blank

“Allâhümme bike emseynâ ve bike nehyâ ve bike nemûtü ve ileyke’n-nüşûr”

(Allah’ım! Senin ile geceledik. Senin varlığınla yaşarız, Senin varlığın sebebiyle ölürüz. Öldükten sonra dirilip hesap vermek sanadır.)”[10]

190- Ebû Hüreyre’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Pey­gamber sallallahu Aleyhi ve Sellem bir yolculukta bulunduğu zaman se­her vaktine girince şöyle buyururdu:blank

“Semme’a sâmi’un bihamdillâhi ve hüsni belâihî aleynâ rabbenâ sâhibnâ ve efdıl aleynâ â’izen billahi mine’n-nâr.”

(Allah’a hamdimizi ve Allah’ın bize olan güzel imtihanını işiten kim­se (bunu başkasına) ulaştırsın. Allah’ım! Bize sahib ol. Ateşten Allah’a sığınır olduğumuz halde, üzerimize nimetini ihsan et)”[11]

Gecelerken Okunacak Dualar

 

191- Abdullah ibni Mes’ud Hazretlerinden (radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem gece­lediği zaman şöyle derdi:blankblank
“Emseyna ve emse’l-mülkü lillâhi Ve’l-hamdü lillâh. La ilahe illâhu vahdehu lâ şerike leh. Lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadir. Rabbi es’elüke hayra mâ fî hâzihilleyleti ve hayra mâ ba’de-hâ ve eûzü bike min şerri mâ fî hâzihilleyleti ve şerri mâ ba’dehâ, rabbi eûzü bike mine’l-keseli ve’l-harami ve sûil kiberi, eûzü bike min azâbin finnâri ve azâbin fil-kabr.”

(Biz Allah’ın (kulu) olarak geceledik, bütün mülk de Allah’ın olarak geceledi. Hamd Allah’a mahsustur. Allah’dan başka ilâh yoktur, yalnız O vardır; O’nun ortağı yoktur. Mülk O’na mahsustur; hamd O’na mahsustur. O, her şeye kadirdir. Rabbim! Bu gecede bulunanın hayırlısını, ve bundan sonra olanın da hayır­lısını Senden isterim. Bu gecede olanın şerrinden ve bundan sonra olanın şerrinden Sana sığınırım. Rabbim! Tenbellikten, ihtiyarlık ve bunaklıktan Sana sığınırım. Cehennemdeki azabdan ve kabirdeki azabdan Sana sığınırım.

” Sabahladığı zaman yine bunu söylerdi: “Asbahnâ ve Asba-hal mülkü Lillâh.”  diyerek sabah kalıbını kullanırdı. Hezihilleyleti yerine de hezel yevmi derdi:

blankYani şu şekilde okurdu:
“Asbahna ve asbaha’l-mülkü lillâhi Ve’l-hamdü lillâh. La ilahe illâhu vahdehu lâ şerike leh. Lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadir. Rabbi es’elüke hayra mâ fî hâzel yevmi ve hayra mâ ba’de-hu ve eûzü bike min şerri mâ fî hâzel yevmi ve şerri mâ ba ‘dehu, rabbi eûzü bike mine’l-keseli ve’l-harami ve sûil kiberi, eûzü bike min azâbin finnâri ve azâbin fil-kabr.”).[12]

Böcek Ve Haşerat Sokmasına Karşı Okunacak Duâ

192- Ebû Hüreyre’den (radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Bir adam, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e gelip dedi ki: Dün beni ısıran akrepten ne çektim…. Peygamben ona şöyle buyurdu: “Gecelediğin zaman şunları söyleyeydin, o sana zarar vermezdi:

blank
‘Eûzü bi kelimâtillâhittâmmâti min şerri mâ halaqa”
(Allah’ın Kelimelerine ki, Peygamber şöyle buyurdu:

“Eûzü bikelimâtillâhittâmmâti min şerri mâ halaka (Allah’ın Kelimelerine / Kur’anına sığınırım, yarattığı şeyin kötülüğünden…) Bunu

üç defa söylemiş olsaydı, ona hiç bir şey zarar vermezdi.”

Sabahleyin, Geceleyin Ve Yatarken Okunacak Dualar

193- Ebû Hüreyre’den (Radıyallahu Anh) Sahîh bir isnadla rivayet edil­diğine göre, Ebû Bakir Es Sıddîk (Radıyallahu Anh) dedi ki: Ya Resûlallah!

Sabahladığım ve gecelediğim vakitlerde söyleyeceğim bir takım sözler (teş­bihler) bana emret.

Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdu ki, sabahladığın za­man, gecelediğin zaman ve yatağına girdiğin zaman şunları şöyle:blank

“Allâhümme fâtırassemâvâti ve’l-arzı, âlime’l-gaybi ve’ş-şehâdeti, rabbe külli şey’in ve melîkehu. Eşhedü en lâ ilahe illâ ente. Eûzü bike min şerri nefsî ve şerriş’-şeytâni ve şirkihi.”

(Ey gökleri ve arzı yaratan, gaybi ve hazin bilen, her şeyin Rabbi ve maliki olan yüce Allah’ım! Şahidlik ederim ki, Senden başka ilâh yoktur. Nefsimin şerrinden, şeytanın şerrinden ve şirkinden Sana sığınırım”[14]

194- Geçen hadisin benzerini Ebû Malik EI-Eş’arî’nin rivayetinden (radıyallahu Anh) naklettik. Şöyle ki, ashab sordular: Ya Resûlallah! Bize bir duâ öğret ki, onu sabahladığımız zaman, akşamladığımız zaman, yattı­ğımız zaman söyleyelim. Bunun üzerine Peygamber o duayı söyledi. Aynı zamanda ravi, “Ve şirkihi” kelimesinden sonra şu sözü de ilâve etti:

“Ve en akterife ala nefsi sûen ev ecürrehu ala müslimin.” (Nefsime kötülük kazanmaktan yahud bir müslümanlara zarar vermekten (Ya Rab, Sana sığınırız). ..”[15]

Metinde geçen “şirk” kelimesi, şirk ve şerek diye iki şekilde okunur. Birinci şekilde “şirk” olarak okununca, Allah’a ortak koşmaya götüren her şeyden Allah’a sığınma manasını taşır. ikinci şekilde “Şerek” olarak okunursa, şeytanın tuzaklarından Allah’a sığınma manasında olur.

Yani şu şekilde okudu:

blank

Zararlı Şeylerden Korunmak İçin Okunacak Duâ

 

195- Osman ibni Affan’dan rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Pey­gamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

Her günün sabahında ve her gecenin akşamında, üç kez şunları söyleyen bir kula hiç bir şey zarar veremez:

blank“Bismillâhillezîlâ yedurru ma’a ismihî şey’un fil-arzı velâ fissemâi ve hüve’s-semî’ul’alîm.”

(Allah’ın adıyla (O’na sığınırım)ki onun ismi ile ne yerde ne de göktekiler zarar verebilir. O, her şeyi işitir, her şeyi bilir)[16]

Akşamleyin Okunacak Duâ

196- Sevban’dan (radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: ‘(Kim akşam­ladığı zaman şu sözleri söylerse, Allah’ Tealâ’nın onu razı etmesi, Allah üzerine bir hak olur:blank

“Razîtü billahi rabben, ve bi’l-islâmi dînen, ve bi muhammedin (Sallallahu Aleyhi ve Selleme) nebiyyen.”

(Rabb olarak Allah’dan, din olarak İslamdan ve Peygamber olarak Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den razı oldum)”[17]

Sabahları Ve Akşamları Okunacak Diğer Dualar

197- Enes’den (Radıyallahu Anh) sağlam bir isnadla rivayet edildiği­ne göre, Resûlüllah Sallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: “Kim ki, sabahladığı zaman yahut akşamladığı zaman:blank

“AlIâhümme innî asbahtü üşhidüke ve üşhidü hamelete arşike ve mel’aiketeke, ve cemi’a halqıke, enneke entellahu lâ ilahe illâ ente, ve enne muhammeden abduke ve resûluke.”

(Allah’ım! Seni şahid tutarak, Arş’mı taşıyanları, melekle­rini ve bütün mahlûkâtını da şahid tutarak sabahladım ki, Sen Allah’sın; Senden başka ilâh yoktur. Muhammed (s.a.v) de Senin kulundur ve Resulündür) derse, Allah onun dörtte birini ateşten âzâd eder. Bunları iki defa söyleyenin Allah yarısını ateşten âzâd eder. Bunları üç defa söyle­yenin, Allah Tealâ dörtte üçünü âzad eder. Eğer bunları dört defa söylerse, Allah Tealâ onu ateşten âzâd eder.[18]

Akşamleyin de “Allahumme inni emsaytu” şeklinde okunur:

blank

“AlIâhümme innî emsaytu üşhidüke ve üşhidü hamelete arşike ve mel’aiketeke, ve cemi’a halqıke, enneke entellahu lâ ilahe illâ ente, ve enne muhammeden abduke ve resûluke.”

(Allah’ım! Seni şahid tutarak, Arş’mı taşıyanları, melekle­rini ve bütün mahlûkâtını da şahid tutarak akşama ulaştım ki, Sen Allah’sın; Senden başka ilâh yoktur. Muhammed (s.a.v) de Senin kulundur ve Resulündür) derse, Allah onun dörtte birini ateşten âzâd eder. Bunları iki defa söyleyenin Allah yarısını ateşten âzâd eder. Bunları üç defa söyle­yenin, Allah Tealâ dörtte üçünü âzad eder. Eğer bunları dört defa söylerse, Allah Tealâ onu ateşten âzâd eder.

198- Sahabî Abdullah ibni Gannâm’dan sağlam bir isnadla rivayet edil­diğine göre, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

“Kim sabahladığı zaman şu sözleri söylerse, o günün şükrünü yapmış olur, akşamladığı zaman söylerse, o gecenin şükrünü yapmış olur:

blank“AlIâhümme mâ esbaha bî min ni’metin feminke vahdeke, lâ şerike leke, Leke’l-hamdü ve leke’ş-şükrü.”

(Allah’ım! Bende sabahlayan her nimet yalnız Sendendir, Senin ortağın yoktur. Yalnız Sanadır hamd, yalnız Sanadır şükür…)”[19]

Akşamleyin de “Allahumme ma emsa bi” şeklinde okunur:

blank

“AlIâhümme mâ emsa bî min ni’metin feminke vahdeke, lâ şerike leke, Leke’l-hamdü ve leke’ş-şükrü.”

(Allah’ım! Bende akşama ulaşan her nimet yalnız Sendendir, Senin ortağın yoktur. Yalnız Sanadır hamd, yalnız Sanadır şükür…)

199- îbni Ömer’den (Radıyallahu Anhüma) sahih isnadlarla rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: “Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, akşam ve sabah şu duaları bırakmazdı:

blank“AlIâhümme innî es’elüke’l afiyete fi’d-dünyâ ve’l-âhirati. AlIâhümme innî ve es’elüke’l-afva ve’l-âfiyete fî dîni ve dünyâye ve ehlî ve mâlî. Alîâhüm-me’stür avrâtî ve âmin rav’âti. Allâhümme’hfaznî min beyni yedeyye ve min halfî ve an yemîni ve an şimalî ve min fevqî. Ve eûzü biazametike en uğtâle min tahtî.”

(Allah’ım! Ben, dünya ve ahirette Senden afiyet isterim. Allah’ım! Di­nim, dünyam, ehlim ve malım hakkında Senden afiyet isterim. Allah’ım! Ayıblarımı ört, korktuğum şeylerden beni emin kıl. Allah’ım! Önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan ve üstümden (gelecek musibetlerden) beni koru. Ayakalrımın altından gelecek ânî felâketten Senin azametine sığını­rım)”[20] Veki’ demiştir ki, “alt taraftan gelecek felâketle” Hazreti Pey­gamber yere göçmeyi kastetmiştir.

Yatarken Okunacak Diğer Bir Duâ

200- Hazreti Ali’den (radıyallahu Anh) sahih isnadla rivayet edildiğine göre demiştir ki, Resûlüllah Salİallahu Aleyhi ve Sellem yatacağı zaman şöyle derdi:
blank

“AlIâhümme innî eûzü bivechike’lkerîmi ve bikelimâtike’ttâmmeti min şerri mâ ente âhizun binâsıyetihî. AlIâhümme ente tekşifu’l-mağreme velme’seme. AlIâhümme lâ yühzemu cündüke ve lâ yuhlefu va’düke ve lâ yenfa’u zelceddi minke’l-ceddü. Sübhâneke ve bihamdike.”

(Allah’ım! Senin tasarrufun altında bulunan alnından tuttuğun şeylerin şerrinden, Kerîm olan zâtına ve her yönü ile mükemmel kelimelerine sığınırım. Allah’ım! Borcu ve günahı sen ortadan kaldırırsın. Allah’ım! Senin ordun mağlub olmaz, vaadin de asla bozulmaz. Güçlüye gücü fayda vermez; güç ve azamet ancak Sendendir. Sana hamd ederek Seni (noksanlıklardan tenzih ederim)”[21]

Sabahleyin Ve Akşamleyin Okunacak Duâ Ve Zikirler

201- Ebû Ayyaş’dan (Radıyallahu Anh) sağlam isnadlarla rivayet edildi­ğine göre, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: “Kim ki, sabahladığı zaman:
blank

“Lâ ilahe illâllâhu vahdehû la şerîke lehu, lehu’l-mülkü velehu’l-hamdu ve huve ala külli şey’in qadîr.”

(Allah’dan başka ilâh yoktur; yalnız O vardır, O’nun ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd O’nundur ve O, her şeye kadirdir); derse, Hazreti İsmail (Aleyhisselâm) evladından bir köle âzâd etmek kadar sevab alır, ona on hasene yazılır, ondan on günah düşürülür, on derece yükseltilir ve akşama girinceye kadar şeytandan korunmuş olur. Bu kelimeleri gecele­diği zaman söylerse, sabahlayıncaya kadar aynen bu mükâfatı alır.”[22]

202- Ebû Malik El-Eş’arf den (Radıyallahu Anh) sağlam isnadla rivayet edildiğine göre, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

“Sizden biriniz sabahlayınca şöyle desin:blank

“Asbahnâ ve asbaha’l-mülkü lillâhirabbi’l-âlemîn. Allâhümme es’-elüke hayra haze’l-yevmi fethahu venasrahu venûrahu ve bereketehu ve hüdâhu ve eûzü bike min şerri mâ fîhî ve şerri mâ bâdehû.”

(Mülk, âlemlerin Rabbı Allah’ın olduğu halde sabahladı, biz de sa­bahladık. Allah’ım! Bugünün hayrını Senden isterim: Bugünün zaferini isterim, galibiyetini isterim; nurunu, bereketini ve hidâyetini isterim. Bu­günde olan ve bundan sonraki günlerde olan kötülükten Sana sığınırım… Sonra gecelediği zaman aynen böyle söylesin.[23]

 

Akşam olunca da şöyle der:

blank

203- Abdurrahman ibni Ebî Bekre’den rivayet edildiğine göre, Abdurrahman babasına şöyle dedi: Babacığım! Hep senden işitiyorum, şöyle duâ ediyorsun:

blank

“Allâhümme âfinî fî bedeni allâhümme afinî fî sem’î Allâhümme afinî fî  basarî. Allâhümme innî eûzü bike mine’l-küfri ve’l-fakri. Allâhümme innî eûzü bike min azâbi’l-kabri. Lâ ilahe illâ ente.”

(Allah’ım, bedenime afiyet ver. Allah’ım kulağıma (işitmeme) afiyet ver. Allah’ım, gözüme afiyet ver. Allah’ım, nankörlükten ve fakirlikten Sana sığınırım. Allah’ım, kabir azabından Sana sığınırım. Senden başka İlâh ‘ yoktur.”) Bu sözleri, sabahladığın zaman üç kez ve akşamladığın zaman da üç kez tekrar ediyorsun? Bunun üzerine babası cevab verdi: Ben, Resû­lüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in bu sözlerle duâ ettiğini işittim. Ben de, onun sünneti ile sünnetlenmeyi seviyorum.[24]

204- İbni Abbas’dan (Radıyallahu Anhüma) rivayet edildiğine göre, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

17. فَسُبْحَانَ اللَّهِ حِينَ تُمْسُونَ وَحِينَ تُصْبِحُونَ
18. وَلَهُ الْحَمْدُ فِي السَّمَاوَاتِ والأرض وَعَشِيّاً وَحِينَ تُظْهِرُونَ
19. يُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَيُخْرِجُ الْمَيِّتَ مِنَ الْحَيِّ وَيُحْيِي الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَكَذَلِكَ تُخْرَجُونَ

“Fesübhânellâhi hîne tumsûne ve hîne tusbihûn. Ve lehulhamdü fis-semâvâti vel-arzı ve aşiyyen ve hine tuzhirün. Yuhriculhayye minelmeyyiti ve yuhricülmeyyite minelhayyi ve yuhyil-arza ba’de mevtihe ve kezâlike tuhrecûn.”

(Akşamladığınız vakit, sabaha kavuştuğunuz vakit, Allah’ı tesbih edin. Göklerde ve yerde hamd O’nundur. İkindi ve öğle vakitlerinde de (tesbih edin). O, ölüden diri çıkarır ve diriden de ölü çıkarır. Toprağa kuruduktan sonra hayat verir. Siz de kabirlerden böyle çıkarılacaksınız.(Rûm/17-19) Kim, sabahladığı zaman bunu okursa, o günde kaybettiği şeylere (yapamadığı sevab ve zikirlere) kavuşur. Gecelediği zaman bunları söyleyen kimse de, o gecesinde kaybettiği şeylere nail olur.[25]

205- Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in kızlarından (Radıyallahu Anhünne) birinden rivayet edildiğine göre, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ona şöyle demesini öğretmişti:

Sabaha çıkınca şöyle söyle:blank

“Sübhânellâhi ve bihamdihî lâ kuvvete illâ billahi. Maşâallâhu kâne ve mâ lem yeșe’ lem yekûn. A ‘lemu ennellâhe alâ külli şey’in kadîrun ve ennellâhe qad ehâta bikülli şey’in ilmen.”

(Allah’a hamd ederek O’nu (noksanlıklardan) tenzih ederim. Kuvvet ancak Allah’ındır. Allah’ın dilediği olur, dilemediği şey olmaz. Biliyorum ki, gerçekten Allah her şeye kadirdir ve Allah, her şeyi ilmi ile kuşatmış­tır.) Kim bunları sabahleyin söylerse, akşamlayıncaya kadar korunmuş olur. Kim de akşamlayınca bunları söylerse, sabahlayıncaya kadar ko­runmuş olur.[26]

Üzüntü, Keder Ve Borçtan Kurtulmak İçin Okunacak Duâ

206- Ebû Said El-Hudrî’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine gö­re, şöyle demiştir:

Bir gün, Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mescide girdi. Bir de orada Ebû Ümâme adında ensardan bir adam bulunuyordu. Peygamber ona: Ey Ebû Ümâme, böyle namaz vakti olmadığı bir zamanda seni bu­rada oturuyor görmekteyim, (nedir bu halin)? dedi. Ebû Umâme:

– Üzerime çöken üzüntüler ve borçlar, ya Resûlallah!… Peygamber efendimiz buyurdu:

Sana bir takım sözler öğreteyim mi ki, onları söylediğin zaman, Al­lah senin üzüntünü gidersin ve senin borcunu ödesin? Ben, evet (öğret) ya Resûlallah, dedim. Peygamber efendimiz buyurdu:

Sabahladığın ve akşamladığın vakitlerde şunları söyle:

blank
“Allâhümme innî eûzü bike mine’l-hemmi ve’l-hazeni ve eûzü bike mine’i-aczi ve’l-keseli. Ve eûzü bike mine ‘l-cübni ve’l-buhli. Ve eûzü bi­ke min ğalebeti’d-deyni ve kahrirricâli.”

(Allah’ım! Üzüntü ve kederden Sana sığınırım. Acziyetden ve tembellik­ten Sana sığınırım. Korkaklıktan ve cimrilikten Sana sığınırım. Borç altına düşmekten ve düşmanların üstün gelmesinden Sana sığınırım.” Ebû Ümâ­me dediki, ben bunu yaptım. Allah Tealâ, üzüntü ve kederimi giderdi ve borcumu benden kaldırdı.[27]

Sabahleyin Okunacak Diğer Dualar

207- Abdullah ibni Ebza’dan (Radıyallahu Anh) sahîh bir isnad ile riva­yet edildiğine göre şöyle demiştir:

“Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, sabah vaktine girince şöyle derdi:blank

“Asbahnâ alâ fıtrati’l-islâmi ve kelimeti’l-ihlâsi ve dini nebiyyinâ muhammedin (sallallahu aleyhi ve sellem) ve milleti ibrâhîme (aleyhisselâm) hanîfen müslimen ve mâ ene mine’l-müşrikîn.

(İslâm ahlâkı ve ihlâs (tevhîd) kelimesi üzere sabahladık. Yine Pey­gamberimiz Muhammed’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) dini ve hakdan şaşmayan, islâm olan İbrahim’in (Sallallahu Aleyh) dinî üzere sabahladık. Ben asla müşriklerden olmadım.[28]

Akşamladığı zaman da şöyle der:

أَمْسَيْنَا عَلَى فِطْرَةِ الإسْلاَمِ، وَعَلَى كَلِمَةِ الإِخْلاَصِ، وَعَلَى دِينِ نَبِيِّنَا مُحَمَّدٍ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، وَعَلَى مِلَّةِ أَبِينَا إبْرَاهِيمَ حَنِيفاً مُسْلِماً وَمَا كَانَ مِنَ المُشْرِكِينَ

 

“Emsaynâ alâ fıtrati’l-islâmi ve kelimeti’l-ihlâsi ve dini nebiyyinâ muhammedin (sallallahu aleyhi ve sellem) ve milleti ibrâhîme (aleyhisselâm) hanîfen müslimen ve mâ kâne mine’l-müşrikîn.

208- Abdullah ibni Ebî Evfa’dan (Radıyallahu Anhüma) rivayet edildi­ğine göre, Rasulullah s.a.v sabahladığında şöyle demiştir:

blank“Asbehnâ ve asbaha’l-mülkü lillâhi azze ve celle. Ve’l-hamdü lillâhi, ve’l-kibriyâu ve’l-azametü lillâh, ve’l-halqu ve’l-emru velleylu vennehâru ve mâ sekene fîhimâ lillâhi teâlâ, Allahüme’c’al evvele hazennehâri salâhen ve evsatahû  necâhan ve âhirahu fe’lâhan, yâ erhame’r-râhimîn.”

(Biz ve bütün mülk, Allah Azze ve Celle’nin olarak sabahladık. Hamd Allah’a mahsustur, azamet ve yücelik Allah’ındır. Bütün yaratıklar, bütün işler, gece ve gündüz ve bunlarda bulunan her şey, Allah Teâlâ’ya aittir. Allah’ım! Bu sabahın evvelini düzen, ortasını basan ve sonunu da kurtuluş yap, ey merhamet edenlerin en merhametlisi…”[29]

 

Sabah Ve Akşam Okunacak Haşr Sûresi’nin Fazileti

209- Ma’kıl ibni Yesar’dan (radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdu: “Kim sabahladığı zaman üç kez

“Eûzü billâhissemî’il-alîmi mineşşeytâni’r-racîm.”

 

 أَعُوذُ بِاللَّهِ السَّمِيعِ الْعَلِيمِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

(Kovulmuş Şeytandan, her şeyi işiten ve bilen Allah’a sığınırım), der de sonra Haşir sûresinin sonundan üç ayet okursa, Allah o kimseye yetmiş-bin melek vazifeli kılar da ona akşamlayıncaya kadar rahmet dileğinde bulunurlar. O gün ölürse, şehid olarak ölür. Bunları akşamleyin söylerse, aynı durumda olur.”[30]

 بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
هُوَ اللَّهُ الَّذِي لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ عَالِمُ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ

هُوَ الرَّحْمَنُالرَّحِيمُ {22} هُوَ اللَّهُ الَّذِي لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ
الْمَلِكُ الْقُدُّوسُ السَّلَامُ الْمُؤْمِنُ الْمُهَيْمِنُ الْعَزِيزُ
الْجَبَّارُ الْمُتَكَبِّرُ سُبْحَانَ اللَّهِ عَمَّا يُشْرِكُونَ
{23} هُوَ اللَّهُ الْخَالِقُ الْبَارِئُ الْمُصَوِّرُ لَهُ الْأَسْمَاء الْحُسْنَى
يُسَبِّحُ لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ 

  • حٰمٓؕ 
    ﴿١﴾
  • تَنْزٖيلُ الْكِتَابِ مِنَ اللّٰهِ الْعَزٖيزِ الْعَلٖيمِۙ
    ﴿٢﴾
  • غَافِرِ الذَّنْبِ وَقَابِلِ التَّوْبِ شَدٖيدِ الْعِقَابِ ذِي الطَّوْلِؕ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَؕ اِلَيْهِ الْمَصٖيرُ
    ﴿٣﴾

blank

Düşmanla Karşılaşmada Okunacak Duâ

210- İbrahim’in oğlu Muhammed (Radıyallahu Anh), babasından riva­yet ettiğine göre, babası demiştir ki:

“Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Selem, bir savaş müfrezesinde bize görev verdi ve sabah-akşam şu ayeti okumamızı bize emretti:blank

“Efehasibtüm ennemâ halaknâkum abesen. Ve ennekum ileyna la turceun.” (Sizi boşuna yere yarattığımızı mı sandınız?)[31] Biz bunu okuduk da ganimet elde ettik ve selâmet bulduk.[32]

Sabah Ve Akşam Okunacak Diğer Bir Duâ

211- Enes’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre: “Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem sabahladığı ve akşamladığı vakitlerde şu duayı okurdu:

blank
“Allâhümme es elüke min fec’eti’I-hayri ve eûzü bike min fec’etiş şerri.”
(Allah’ım! Ansızın gelecek hayırdan isterim Senden. Kötülüğün ansızın geleninden de Sana sığınırım”[33]

Peygamberimizin Hz. Fatıma’ya Sabahları Okumasını Öğrettiği Duâ

212- Enes’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazreti Fatıma’ya (Radıyallahu Anha) şöyle buyurdu:

“Sana öğüt olarak vereceğimi dinlemekten seni alıkoyan nedir? Sen sabahladığın ve akşamladığın vakit şöyle demelisin:

blank
“Ya hayyu ya kayyûmu bike esteğîsü feaslih Ii şe’nî küllehû ve lâ tekilnî ilâ nefsî tarfete aynin.”

(Ey Hayy ve Kayyüm Ancak Senden yardım isterim. Benim bütün hal­lerimi düzelt ve bian bile beni nefsimle başbaşa bırakma.”[34]

 

Musibetlerden Korunmak İçin Sabahları Okunacak Dua

 

213- İbni Abbas’dan (Radıyallahu Anhüma) rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:

“Bir adam, başına felâketler geldiğinden Resûlüllah Sallallahu Aley­hi ve Sellem’e şikâyet etti. Buna karşılık Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona dedi: Sabahladığın zaman şunu söyle; sana hiç bir şey (musibet), geçmez.

blank
“Bismillâhi ala nefsî ve ehlî ve mâli.”

(Kendimi, ehlimi ve malımı Allah’ın adıyla korurum) Adam bunları söyledi de, bütün felaketlerden emin oldu.[35]

Sabahleyin Okunacak Başka Bir Duâ

214- Ümmü Seleme’den (Radıyallahu Anha) rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem sabahladığı zaman şöyle söylerdi:

blank

“Allâhümme innî es’elüke ilmen nâfi’an ve rızkan tayyiben ve ame­len mütekabbelen”

(Allah’ım, Senden faydalı ilim, helâl rızık ve makbul amel istiyorum.”[36]

 

Sabah Ve Akşam Okunacak Diğer Dualar

215- îbni Abbas’dan (Radıyallahu Anhüma) rivayet edildiğine göre demiştir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

“Kim ki, sabahladığı ve akşamladığı vakit üçer kez şunları söylerse, o dilemiş olduğu şeyleri tamamlamak Allah üzerine gerekli olur:

blank
“Allâhümme innî asbahtu minke fî ni’metin ve afiyetin ve setrin, fe e-timme ni’meteke aleyye ve âfiyeteke ve setrake fiddünya ve’l-ahireti.”

(Allah’ım! Ben Senin nimetlerin içinde, afiyet ve örtün içinde sabah­ladım. Dünya ve âhirette üzerime nimetlerini, afiyet ve örtünü tamamla)[37] (insan gecelediği zaman bu duayı okurken “Asbahtü” yerine, “Emseytü” sözünü kullanır. Aşağıda gösterilmiştir.)

اللهم إني أمسيت منك في نعمة وعافية وستر، فأتم نعمتك علي وعافيتك وسترك في الدنيا والآخرة

“Allâhümme innî emsaytu minke fî ni’metin ve afiyetin ve setrin, fe e-timme ni’meteke aleyye ve âfiyeteke ve setrake fiddünya ve’l-ahireti.”

 

blank

216- Zübeyr ibni Avvam’dan (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

“Kulların sabahladığı hiç bir sabah yoktur ki, bir münadî (çağına) şöyle çağırmış olmasın:

blank
“Sübhânelmelikül-kuddûs”

(Noksanlıklardan münezzeh olup kemal sıfatlan ile vasıflanan Allah her şeye maliktir)

İbni Sünnî’nin rivayetinde ise şöyledir: “Bir çağıran şöyle çağırır: “Eyyühelhalâiku, sebbihul-melikel-kuddüs

(Ey yaratıklar! Her şeyin sahib ve idarecisi olan, her noksanlıktan mü­nezzeh bulunan varlığı teşbih edin.,.)”[38]

217- Büreyde’den rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah Sal­lallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

“Kim, sabah ve akşam şunları söyler de sonra ölürse, Cennete girer:

blank
“Rabbiyellâhu tevekkeltü aleyhi, lâ ilahe illâ hüve aleyhi tevekkeltü ve hüve rabbü’l-arşi’l-azîmi, lâ ilahe illâllâhu’1-aliyyi’l-âzîm. Mâşâ ellâ-hu kâne ve mâ lem yeşe’lem yekûn. A ‘îemu ennellâhe ala külli şey’in ka-dîr. Ve ennellâhe kad ehâta bikülli şey’in ilmen.”

(Rabb’ım Allah’dır. O’na tevekkül ettim. O’ndan başka İlâh yoktur. O’na tevekkül ettim; O, büyük Arş’ın Rabbıdır. Yüce ve büyük olan Al-lah’dan başka ilâh yoktur. Allah’ın dilediği olur, dilemediği şey olmaz.

Biliyorum ki, Allah her şeye kadirdir ve Allah ilmi île her şeyi kuşatmış­tır)”[39]

218- Enes’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, demiştir ki, resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: “Sizden herhangi biriniz, Ebû Zamzam gibi okumaktan aciz misiniz? Ashab sordu: Ey Al­lah’ın Resulü, Ebû Zamzam kimdir? Peygamber efendimiz buyurdu:

O adam, sabahlayınca şöyle derdi:blank

“Allâhümme innî kad vehebtü nefsî ve ırzîleke. Felâ yeştümü men şe-temehû ve lâ yezlimu men zalemehu ve lâ yedribu men dambehû.”

(Allah’ım! Gerçekten ben nefsimi ve şerefimi Sana hibe ettim. Artık ona kötü söyleyen, kötü söylemiş olmaz (çünkü benim bir varlığım kalmamıştır). Ona zulmeden zulüm yapmış olmaz, onu d öğen de doğmuş olmaz.”[40]

 

Dünya Ve Âhiret Üzüntülerini Gidermek İçin Okunacak Duâ

219- Ebu’d-Derdâ’dan (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Pey­gamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: “Kim sabah ve akşam yedi kez şu sözleri söylerse, dünya ve ahiret işlerinden kendisine üzüntü veren şeyleri Allah giderir:

blank

(Hasbiye’llâhu lâ ilahe illâ hüve aleyhi tevekkeltü ve hüve rabbü’l-arşi’l-azîmi.”

(Allah bana kâfidir; O’ndan başka ilâh yoktur. O’na tevekkül ettim; O, büyük Arş’ın Rabbıdır.”[41]

 

Belâ Ve Tehlikelerden Korunmak İçin Okunacak Dualar

 

220- Ebû Hüreyre’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, demiş­tir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

“Kim Sabahladığı zaman Mü’min sûresinin başından üç âyetle (Hâ-Mim) den (İleykel-mesir)e kadar, Âyete’I-Kürsiyyi okursa, bunları okumak­la akşama kadar korunmuş olur. Bunları gecelediği zaman okursa, sabahlayıncaya kadar bunlarla korunmuş olur.”[42]

Bunlar, anlatmak istediğimiz hadîslerden bir kısımdır. Allah Tealâ’nın başarı sağladığı kimseye bunlar yeter. Bunlarla ve diğer hayır yollan ile amel etmeye muvaffakiyet vermesini Yüce Allah’dan dileriz.

221- Talk ibni Hubeyb’den rivayet edildiğine göre demiştir: Bir adam, Ebû’d-Derdâ Hazretlerine gelip dedi ki, evin yandı? O, yanmadı; çünkü Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’den işittiğim kelimelerle Allah Azze ve Celle bunu yapmaz. Kim ki, gündüzünün evvelinde bu sözleri söylerse, akşamlayıncaya kadar ona musîbet değmez. Gündüzün sonunda bunları kim söylerse, sabahlayıncaya kadar ona musîbet değmez. O sözler şunlar­dır, dedi:

blank

“Allâhümme ente rabbî, lâ ilahe illâ ente aleyke tevekkeltü ve ente rabbü’l-arşi’i-azîmi. Mâ şâallâhu kâne, vemâ lem yeşe’ lem yekûn. Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billahi’-aliyyi’l-azîm, A’lemu ennellâhe alâ külli şey’in kadir ve ennellâhe qad ehâta bikülli şey’in ilmâ. Allâhümme innî eûzü bike min şerri nefsî ve min şerri külli dâbbetün ente âhizun binâsiyetihâ. İnne rabbî alâ sıratım müstaqim,”

(Allah’ım, Sen benim Rabbimsin. Senden başka ilâh yoktur. Sana te­vekkül ettim, Sen büyük Arş’m Rabbısın. Allah’ın dilediği olur; dilemediği olmaz. İbâdetlere güç yetirmek ve kötülüklerden korunmak, ancak yüce olan büyük Allah’ın kuvvet ve kudreti iledir. Biliyorum ki, Allah her şeye kadirdir. Allah ilmi ile her şeyi kuşatmıştır. Allah’ım! Nefsimin kötülüğün­den ve kudret elinle tuttuğun her canlının kötülüğünden Sana sığınırım. Benim Rabbım doğru (hak) yol üzeredir)”[43]

îbni Sünnî, bu hadisi başka bir yolla, Peygamber Salllalahu Aleyhi ve Sellem’in ashabından bir adamdan rivayet etti ve “Ebu’d-Derdâ’dan” rivayet, demedi. Bu rivayette, Ebû’d-Derdâ Hazretlerine adamın gelmesi tekerrür edip ona şöyle demiştir: Yangın evine ulaştı, evin yandı. Ebû’d-Derdâ, cevab verir: Yanmamıştır; çünkü ben, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle dediğini işittim:

“Kim sabahladığı zaman, bu sözleri söylerse (yani yukarda anlatılanları okursa), ona, nefsi, ehli ve malı hakkında hoşlanmayacağı bir şey isabet etmez.” Gerçekten ben, bugün bu sözleri söyledim (benim evim yanma­mıştır). Sonra dedi ki, kalkın beraber gidelim. Kendisi ile beraber yanındaki adamlar kalktılar ve evine kadar gittiler. Gerçekten onun evinin çevresi hep yanmış; fakat onun evine bir şey değmemişti.

Cuma Sabahında Okunacak Dualar Ve Zikirler

 

Bil ki, cuma günü dışında ne söylenir (zikir yapılırsa) cuma günü de söylenir. Cuma gününde, diğer günlerden daha ziyade zikir yapmak müsta-hab olduğu gibi, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem üzerine “Salât” getirmek daha çok yapılır.

222- Enes’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

Cuma günü sabah namazından önce kim üç defa şu zikri yaparsa, günahları deniz köpüğü kadar bile olsa, Allah onun günahlarını bağışIar:

blank

“Estağfiruiîâhellezî lâ ilahe illâ huve’l-hayyu’î-kayyûme ve etûbü iieyh.” (Kendisinden başka ilâh olmayan Allah’dan mağfiret dilerim. O, Hayy’dır (hayat sahibidir), Kayyûm’dur (her şeyi idare ve tasarruf eden­dir) O’na yönelir tevbe ederim).[44]

Cuma günü içinde şüphesiz duaların kabul edildiği (icabet saatim) za­manı bulabilmek için, cuma günü fecrin doğuşundan itibaren güneş batın-caya kadar bütün gün çok duâ yapmak müstahabdır. Bu vakit üzerinde çok çeşitli sözler söylenmiştir: Bu icabet vakti, fecir doğduktan sonra gü­neş doğmadan önceye kadar olan zamandır, güneş doğduktan sonradır. Zeval vaktinden sonradır. İkindiden sonradır. Bir kısmı da, bu zamanlar­dan başkasidır, demiştir. Doğrusu ve sahih olanı, Müslim’in Sahîh’inde sabit olup Ebû Musa El-Eş’arî’nin Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sel-lem’den rivayet ettiği şu hadîstir: “İcabet saati, imamın minber üzerine oturuşu ile namazdan selâm verme arasındaki vakittir.

Güneş Doğunca Okunacak Dualar

 

223- Ebû Sa’id El-Hudri’den (R.Anh) rivayet edildiğine göre, demiştir ki, güneş doğduğu zaman Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle derdi:

“Elhamdü lillâhilîezî cellelenâ elyevme âfiyetehû ve câebişşemsi min matla’ihâ. Allâhümme esbahtü eşhedü leke bimâ şehidte bihîlinefsike ve şehidet bihî melâiketü ve hameletü arşike ve cemîu halkıke enneke entel-îâhu. Lâ ilahe illâ ente’l-kâimü bilkısti. Lâ ilahe illâ ente’l-azîzu’l-hakîm. Üktüb şehâdetîba’deşehâdetimelâiketi ve uli’1-ılmi, Allâhümme ente’s-selâmü ve minke’s-selâm ve ileyke’s-selâm. Es’elüke yâ ze’1-celâli ve’l-ikrâmi en testecîbe lenâ da’vetenâ ve en tu’hyenâ rağbetenâ ve en tuğni-yenâ ammen ağneytehû annâ min halkıke. Allâhümme aslih lîdîniyellezî huve ısmetü emrî. Ve aslih lî dünyâyelletî fîhâ maîşetî. Ve aslih lî âhireti-yelletî ileyhâ münkalebî. ‘*

(Bugün üzerimize afiyeti bürüyen ve güneşi doğudan getiren Allah’a ha m d olsun… Allah’ım. Kendine şahid kıldığın şeylerle Senin varlığına şahidlik ederim; meleklerinin, Arş’ını taşıyanların ve bütün yaratıklarının şehâdeti ile şahidlik ederim ki, Sen Allah’sın, Senden başka adaleti ayak­ta tutan ilâh yoktur. Azîz ve Hakîm olan ilâh, ancak Sensin. Melekleri­nin ve ilim sahihlerinin şehâdetinden sonra benim şehadetimi kabul et. Allah’ım, Sen her türlü noksanlıktan selâmet üzeresin, selâmet Senden­dir ve selâmet bulmak da Sanadır. Ey Celâl ve İkram sahibi,duamızınkabulünüSendenistiyorum;isteğimizin verilmesini, yaratıklarından bize muhtaç bırakmadıklarına, bizi muhtaç bırakmamanı Senden isterim. İşi­min selâmeti olan dinimi bana düzelt. Geçimim kendisinde olan dünyamı da düzelt ve dönüp varacağım yer olan âhiretimi de düzelt.”[45]

224- Abdullah ibni Mes’ud’dan (Radıyallahu Anh) mevkuf olarak ri­vayet edildiğine göre, kendisi, güneşin doğmasını gözetleyip ona haber verecek birini görevlendirirdi. Güneşin doğuşunu ona haber verince (Ab­dullah ibni Mes’ud) şöyle derdi:

“Elhamdü lillâhilîezî vehebe lenâ hâze’l-yevme ve ekâlenâ fihi aserâtinâ.” (Bugünü bize bağışlayan ve bugünde bizden engelleri kaldıran Allah’a hamd olsun..”[46]

Güneş Yükselince Okunacak Duâ

 

225- Amr ibni Abese’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdu: “Güneş yükselir de, Al­lah Teâlâ’mn yaratıklarından mevcut bulunan her şey, Aziz ve Yüce olan Allah’ı teşbih eder; ancak şeytandan olanlarla insanların kötüleri yap­maz.”[47]

Güneşin Zevalinden İkindiye Kadar Okunacak Duâ

Daha önce, insan elbisesini giydiği ve çıkardığı zaman, helaya girdiği ve çıktığı zaman, abdest aldığı zaman, mescide giderken ve kapısına var­dığı zaman, mescide girince, müezzini ve ikâmet getireni işittiği zaman, ikâmetle ezan arasında, namaza duracağı zaman, namazın başından so­nuna kadar olan ibâdet zamanında ve namazdan sonra ne okuyacağını anlatmıştık. Namazla ilgili bütün dualarda, her türlü namaz müşterektir, onlarda da aynen uygulanır.

Zevalden (güneşin öğle vaktinden batıya kaymaya başlamasından) son­ra zikir ve diğer ibâdetleri çok yapmak, şu bize rivayet edilen hadisten dolayı müstahabdır:

226- Abdullah ibni’s-Saib’den rivayet edildiğine göre demiştir ki: “Re­sûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, güneşin zevalinden sonra ve öğle na­mazından (farzından) önce dört rekât namaz kılardı ve buyururdu: Bu öyle bir vakittir ki, bu zamanda gök kapıları (rahmet kapıları) açılır; iste­rim ki, benim salih amelim oraya yükselsin. “[48]

Öğle vazifelerini yaptıktan sonra, çok zikir yapmak müstahabdır; çünkü bu hususta Allah Tealâ “Akşam ve sabah, Rabbine hamd ederek onu teşbih et.” buyurduğundan zevalden akşama kadar olan geniş zamanda zikir ya­pılmasını istemiştir. Âyeti kerimenin metninde geçen “EI-Aşiyyu” sözü, güneşin zevalinden batışına kadar olan zamandır.

İmam Ebû Mansûr El-Ezherî, demiştir ki, Arab’larda “EI-Aşiyyu”, güneşin zevali ile batışı arasındaki zamandır.

İkindiden Sonra Güneşin Batışına Kadar Okunacak Dua

 

Öğleden sonra ve ikindiden sonra ne söyleneceği daha önce geçmişti. tkindi vaktinde zikirleri çok yapmak, tekidli olarak müstahabdır; çünkü ikindi namazının (Kur’an-ı Kerim’de ihtimam gösterilen) orta namaz ol­duğu, selef ve daha sonraki alimlerin çoğunluğu tarafından söylenmektedir. Bir de sabah vaktinde zikirlere daha çok itina göstermek müstahabdır. Çünkü bu iki namaz, “Orta namaz” olarak söylenenlerin en sahihleri­dir.

İkindiden sonra ve gündüzün sonunda zikri daha fazla çoğaltmak müs-tahabdır. Allah Teâlâ Hazretleri buyuruyor:

“Güneş doğmadan önce ve güneş batmadan önce Rabbine hamd ede­rek tesbîh et (Rabbını noksanlıklardan tenzih et “Sübhanellahi ve bihamdihi” söyle yahud sabah ve ikindi namazını kıl.[49]

Yine buyuruyor:

“Akşam ve sabah Rabbine hamd ederek teşbih et.”[50]

Yine buyurur:

“İçinden yalvararak ve korkarak ve gizlice, sabah ve akşam vakitle­rinde Rabbını An (teşbih et).”[51]

Yine buyurmuştur:

“Sabah ve akşam vakitlerinde, o ibâdet yerlerinde Allah’ı teşbih ederler. Nice erkek vardır ki, ne bir kazanç, ne de bir alış-veriş, Allah’ı anmaktan onları meşgul etmez. “[52]

227- Enes’den (Radiyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

“İkindi namazından itibaren güneş batıncaya kadar zikreden bir top­lum ile oturmam, Hazreti İsmail’in (şerefli soyundan) sekiz köle azad et­memden bana daha sevimlidir. “[53]

Akşam Ezanı İşitilince Okunacak Duâ

 

228- Ümmü Seleme’den (Radıyallahu Anha) rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:

Akşam ezanı zamanında, şöyle söylememi, Resûlüllah Sallallahu Aley­hi ve Sellem bana öğretti:

blank

“Allâhümme hazâ ikbâlü leylike ve idbârü nehârike ve esvâtü düâtike

feğfirti.”

(Allah’ım! Bu an, gecenin gelmesi ve gündüzünün gitmesidir. Sana dua edenlerin de sesleridir, beni bağışla.)”[54]

Akşam Namazından Sonra Okunacak Dualar

 

Az önce geçti ki, her namazın sonunda daha evvel anlattığımız zikirler söylenir. Bununla beraber akşam namazının sünnetini kıldıktan sonra, Ibni Sünnî’nin Kitabında rivayet ettiğimiz şu duayı okumak suretiyle ziyade yapmak müstahabdır:

229- Ümmü Seleme’den rivayet edildiğine göre demiştir ki: “Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem akşam namazından (farzından) dönünce eve girip iki rekât (sünnet namaz) kılardı. Sonra yapmış olduğu duada şöyle buyururdu:

blank

“Yâ mukallibe’î-kulûbi ve’1-ebsâri sebbit kulûbenâ alâ dînike.” (Ey kalbleri ve görüşleri çeviren (Allah), kalblerimizi Senin dinin üzere sabit kıl)”[55]

230- Umâre ibni Şebib’den rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlül-

lah Sallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: “Kim akşam namazının arasından on defa “Lâ ilahe iUâllâhu vahdehû lâ şerike lehû. Lehu ‘I-mülkü ve lehu ‘l-ham-dü yuhyî ve yumîtü ve hüve alâ külli şey’in kadîr.”

(Allah Man başka ilâh yoktur; yalnız O vardır, ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd O’nundur. Öldürür ve diriltir; O, her şeye kadirdir.”[56]

söylerse, Allah ona mücehhez bir birlik (melek) gönderir de, onu sabah-laymcaya kadar şeytandan korurlar. Yine bu sözler sebebiyle Allah ona kurtarıcı on hasene yazar ve ondan, helak edici on günahı siler. Bir de, on mümin köle âzâdı kadar sevabı olur.

Vitir Namazında Okunacak Sureler Ve Ondan Sonra Okunacak Dualar

 

Üç rekât vitir namazı kılan kimse için, birinci rekâtta Fatiha’dan sonra “EI-Alâ” sûresini, ikinci rekâtta “Kâfirûn” sûresini ve üçüncü rekâtta da “Ihlâs” sûresini ve Muavvizeteyni (Felak ve Nas sûrelerini) okumak (Şafî’î mezhebinde) sünnettir.

Eğer birinci rekâtta okuyacağı “EI-Alâ” süreyi unutursa, ikinci rekâtta “Kâfinin” sûresi ile onu okur. Eğer ikinci rekâtta “Kâfirim” sûresini oku­mayı unutursa, onu, üçüncü rekâtta “îhlâs ve Muavvizeteyn” süreleriyle beraber okur.

231- Ubeyy ibni Kâ’b’dan sahih bir isnad ile rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, vitir namazından selâm verdiği zaman şöyle derdi:

‘ Sübhâne ‘1-m eliki ‘1-kuddûsi

(Her şeye mâlik olup her şeyden yüce olan varlığı bütün noksanlıklardan tenzih ederim)”[57]

232- Hazreti Ali’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre: “Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, vitir namazının sonunda şunu

derdi:

“Allâhümme innî eûzü bivechike’l-kerîmi, ve kelimâtikettâmmeti, min ukûbeüke ve eûzü bike minke. Lâ uhsî senâen aîeyke ente kemâ esneyte alâ nefsike.

(Allah’ım! Senin gazabından nzâna sığınırım. Azabından afiyetine sığı­nının. Senden (helak etmenden) Sana sığınırım. Sana yaraşır övgüyü sayıp tamamlayamam, Sen kendini övdüğün gibisin.”‘[58]

blank blank blank blank blank blank blank blank blank blank blank blank blank blank blank

 

Yatağa Yatıp Uyanmak İstendiği Zaman Okunacak Dua

 

Allah Tealâ buyurur:

“Göklerin ve arzın yaratılışında, gece ile gündüzün değişmesinde, (Al­lah’ın kudret ve azametine, varlığına ve eşsizliğine) delâlet eden pek çok alâmetler vardır. O kimseler ki, ayakta iken, otururken ve yatarlarken (her hallerinde) Allah’ı anarlar (zikrederler)… [59]

(Bu ayeti Kerîmenin delaletiyle anlaşılıyor ki, yatarken dahi düşünüp Allah’ı zikretmek gereklidir.)

233- Huzeyfe ve Ebû Zerr’den (Radıyallahu Anhüma) rivayet edildiğine göre demişlerdir ki: “Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem yatağına bü-ründüğü zaman şöyle derdi:

“BismikeHâhümme ahyâ ve emûtü” (Allah’ım, Senin adınla dirilirim ve ölürüm.”[60]

234- Berâ ibn-i Azib’den (Radıyallahu Anhüma) ve Hazreti Ali’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre:

“Resûlüîlah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, (dâmâdı) Ali’ye ve (kızı) Fâ-tımâ’ya şöyle buyurdu: Yatağınıza büründüğünüz zaman, (yahud döşeğini­ze girdiğiniz zaman) Otuz üç kez tekbir getirin (Allahu Ekber, deyin), otu-züç kez tesbîh çekin (Sübhânellah, deyin), otuzüç kez de hamd getirin (El-hamdü iillâh, deyin).”

Bir rivayette, “Otuzdört tesbîh getirin” dir. Başka bir rivayette de, “Otuzdört tekbir getirin” şeklindedir.

Hazreti Ali der ki: Ben bunu Resûlüîlah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’den duyalı beri bırakmadım (her gece bu virde devam ettim). Kendisine soruldu:

–  Sıffîn (savaşının şiddetli) gecesinde de mi, bırakmadın?

– Evet, Sıffîn gecesinde de, bırakmadım, dedi.[61]

235- Ebû Hüreyred’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, de­miştir ki, Resûlüîlah Sallalîahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

“Sizden biriniz, yatağına gireceği zaman, eteğinin içi ile silksin; çünkü insan (kalktıktan sonra yatağına) hangi şeyin oturduğunu bilmez. Sonra şöyle desin:

“Bismike rabbî vada’tü cenbî ve bike erfauhu in emsekte nefsi ferhamhâ ve in erseltehâ fehfezhâ bimâ tahfezu bihî ibâdeke’s-sâlihîn. (Rabbim, Senin isminle yanım üzere yattım ve Seninle (kudretinle) onu kaldırırım. Eğer canımı alırsan, ona merhamet et ve eğer onu salıverirsen, salih kullarım koruduğun şeyle onu da koru)[62]

Bir rivayette: “Yatağını üç defa silksin” şeklindedir.

236- Hazreti Aişe’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, demiş­tir ki:

“Peygamber Sailallahu Aleyhi ve Sellem her gece yatağına girince, avuçlarım bir araya getirir, sonra onlara üfürür ve ikisine şunları okurdu: İhlâs sûresini, Felak ve Nas sûrelerini… Sonra iki avucu ile bedeninden ulaşabildiği yerleri sıvardı. Önce elleriyle baş ve yüzünden başlayarak mes-heder ve vücûdun ön tarafını da böyle sıvardı. Bunu üç defa yapardı.”[63]

Belâ Ve Âfetlerden Korunmak İçin Okunacak Duâ

 

237- Ukbe ibni Amr’dan (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre de­miştir ki, Resûlüîlah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

“Bakara sûresinin sonunda iki ayet vardır ki, herhangi bir gecede onları kim okursa, onu korurlar.”[64]

Alimler, korumanın manası üzerinde ihtilaf etmişlerdir. Bir kısmı, oku­duğu gece onu âfetlerden korur, demiştir. Bir kısmı da, okuduğu geceyi ibâdetle geçirmiş sayılır, demiştir. Ben de derim ki, her iki halin murad

edilmiş olması caizdir.

238- Berâ ibn-i Azib’den (Radıyallahu Anhüma) rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana şöyle buyurdu:

“Yatağına gideceğin zaman, namaz için aldığın abdest gibi abdest al, sonra sağ yanın üzere yat ve şöyle de:

“Allâhümme eslemtü nefsîileyke, ve fevvadtü emrîüeyke, ve elce’tü zahrîiîeyke, rağbeten ve rahbeten ileyke. La melce’e ve iâ mmca mînke illâ Ueyke. Âmentü bikiiâbikdkzî enzelte ve nebiyyikellezî erselîe.”

(Allah’ım, kendimi Sana teslim ettim ve işimi S ana bıraktım, sırtımı da Senin himayene dayadım; hem korkarak, hem de Senden umarak… Senden başka sığmak ve barınak yoktur. İndirdiğin kitaba ve gönderdiğin Peygambere îman ettim). Bunları söyledikten sonra ölürsen, îslâm üzere ölürsün. Bunlar, okuduğun duaların sonu olsun. “[65]

Yatarken Şeytanın Şerrinden Korunmak İçin Okunacak Dua

 

239- Ebû Hüreyre’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:

“Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Ramazan zekâtını (Fitreyi) korumakla beni görevlendirdi, (Fakirlere dağıtılmak üzere fitre olarak top­lanan hurma benzeri mallan-gözetip korumak için beni vekil tayin etti). Sonra bilinmedik bir kimse gelip o yiyeceklerden avuçlamaya başladı…” Böylece uzun bir hadis anlattı, Ebû Hüreyre… Nihayet o bilinmedik kimse, hadîsin sonunda bana şöyle dedi: Yatağına girdiğin zaman, Âyete’l-Kürsiyyi oku, (böylece) Allah’dan bir koruyucu (melek) asla senden ay­rılmaz, seninle bulunur ve sabahlaymcaya kadar da, sana hiç bir şeytan yaklaşmaz. (Onun bu sözünü ben Peygambere böyle anlatınca), Resûlül-lah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdu: (O sana gelip fitre malından aşı-ran, aslında şeytandı; fakat bu sözünde) sana doğru söyledi. Ancak (di­ğer sözlerinde) o yalancıdır, işte şeytan budur. “[66]

240- Müminlerin annesi Hafsa’dan (Radıyallahu Anha) rivayet edil­diğine göre:

“Resûlüllah sallallahu Aleyhi ve Sellem, uyumak istediği zaman, sağ elini yanağının altına kordu sonra şöyle derdi:

“Allâhümme kını azâbeke yevme teb’asü ibâdeke” (Allah’ım! Kullarını hesap için diriltip göndereceğin zaman, beni aza­bından koru) Bunu üç defa söylerdi.”[67]

241- Ebû Hüreyre’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, de­miştir ki, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem yatağına girdiği zaman şöyle söylerdi:

“Allâhümme rabbe’s-semâvâti ve rabbe’1-arzı ve rabbe’l-arşi’l-azîmi. Rabbena verabbekülü şey’in, fâîika’l-habbi ve’n-nevâ müvezziîi’t-tevrâti ve’1-incîli ve’1-kur’ân. Eûzü bike min şerri külli zîşerrin ente âhizun binâ-siyetihî, ente’l-evvelü feleyse kableke şeyfun, ve ente’l-âhiru feleyse ba’-deke şey’un, ve ente’z-zâhiru feleyse fevkake şey’un, ve ente’l-bâtmu feley­se dûneke şey’un, ıkdı annâ-eddeyne ve eğninâ mine’l-fakri.”

(Ey gökleri yaratan, arzı yaratan, büyük Arş’ı yaratan, bizi yaratan, her şeyi yaratan, tohumu ve çekirdeği çatlatan, Tevrat’ı, İncil’i ve Kur’-an’ı indiren Allah’ım. Kudretinle yakalar olduğun her kötülük sahibinin şerrinden Sana sığınırım. Sen başlangıcı olmayan evvelsin, Senden önce hiç bir şey yoktur. Sen, nihayeti olmayan sonsun; Senden sonra hiç bir şey yoktur. En büyük alamet ve delillerle varlığı bilinen Zahir’sin; Senin üstünde hiç bir şey yoktur. Sen gözle görülüp idrak edilemeyen Batın’-sın; Senden daha lâtif hiç bir şey yoktur. Bizim her borcumuzu öde ve bizi fakirlikten müstağni kıl) “Ebû Davud’un rivayetinde, son cümle: “Be­nim her türlü borcumu öde ve beni fakirlikten müstağni kıl.” şek­lindedir. )[68]

242- Hazreti Ali’den (Radıyallahu Anh) sahih bir isnadla rivayet edil­diğine göre, demiştir ki, Resülüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, yatağın­da şöyle derdi:

“Allâhümme innî eûzü birizâke min sahatike ve eûzü bimuâfâtike min şerri mâ ente âhizun binâsiyetihî. Allâhümme ente tekşifu’l-mağreme ve’l-me’seme. Allâhümme lâ yühzemü cündüke, ve lâ yuhlefu va’düke ve lâ yenfau zelceddi minke’l-ceddü. Sübhânekellâhümme ve bihamdike.”

(Allah’ım! Kudretinle yakalar olduğun her şeyin kötülüğünden, Ke­rim olan zatına ve Kur’amna sığınırım. Allah’ım, Sen borcu ve günahı kaldırırsın. Senin ordun perişan olmaz, va’dın da bozulmaz. Şeref ve varlık sahibine, varlığı fayda vermez; şeref ve mevki ancak Sendendir. Allah’­ım, Sana hamdederek Seni noksanlıklardan tenzih ederim.”[69]

243- Enes’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem yatağına girdiği zaman şöyle derdi:

“Elhamdü lillâhi’îlezîeî’amenâ ve sekânâ ve kefânâ ve âvânâ fekem mimmen lâ kâfiye lehû ve lâ mu’viye.”

(O Allah’a hamd olsun ki, bize yedirdi, bize içirdi,bizden kötülükleri kaldırıp ihtiyaçlarımızı giderdi ve bizi korudu. Nice kimse vardır ki, onun ihtiyacını gideren yok, onu koruyucu yok…)”[70]

244- Hasen bir isnadla Ebû Züheyr EI-Enmâri diye çağrılan Ebu’I-Ezherî’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Resû­lüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, gece yatağına girdiği zaman şöyle söy­lerdi:

“Bismillâhi vada’tü cenbî. Allâhümme’ğfir zenbî ve ahsi’şeytânî ve fükke rihânı vec’alnî finnediyyil’a’Iâ”

(Allah’ın ismiyle yanım üzere yattım. Allah’ım, günahımı bağışla, şey- tanımı kov, üzerimdeki Allah ve kul haklarını kaldır, beni en yüksek mec-listekiler (melekler topluluğu) arasına koy.”‘[71]

245 Nevfel El-Eşca’îden rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana şöyle buyurdu:

“Kâfinin sûresini oku sonra onun arkasından uyu; çünkü o, şirkten kurtuluşu gerektirir. “[72]

246- Ebû Ya’Iâ El-Mevsılfnin Müsned’inde, İbni abbas’dan (Radıyalla­hu Anhüma) rivayet ettiğine göre Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

“Size bir söz göstereyim mi ki, Sizi Allah Azze ve Celle’ye şirk koş­maktan kurtarsın!: Uyuyacağınız zaman Kâfirûn sûresini okuyunuz.”

247- Irbâz ibni Sâriye’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre: “Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem uykudan önce, teşbihleri (Sübhânellah, elhamdü Iillâh, Aîlâhu Ekber sözlerini) okurdu. “[73]

248- Hazreti Aişe’den (Radıyallahu Anha) rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Beni İsrâîl [74] ve Zü-mer sûrelerini okumadıkça uyumazdı.” Tirmizî demiştir ki, bu Hasen ha­dîs dir.

249- İbni Ömer’den (Radıyallahu Anhüma) sahîh isnadla rivayet edil­diğine göre, demiştir ki; “Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem yatağı­na girdiği zaman şöyle derdi:

“Elhamdü lillâhillezî kefânî ve âvânî ve et’amenî ve sekânî vellezîmenne aîeyye feefdale. Velîezî a ‘tanı feeczele. Elhamdü lilîâhi alâ külli hâl. Al­lâhümme rabbe külli şey’in ve melîkehu ve ilahe küll işey’in. Eûzü bike minennâr.”

(O Allah’a hamd olsun ki, ihtiyaçlarımı giderdi, beni barındırdı, beni yedirdi, beni içirdi. O Allah’dır ki, bana ihsan etti de artırdı, yine bana verdi de çoğalttı. Her halde Allah’a hamd olsun. Ey her şeyin yaratıcısı ve mâliki ve her şeyin İlâhı olan Allah’ım! Cehennemden Sana sığını-nm).”[75]

251- Ebû Saîd El-Hudrî’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine gö­re, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: “Kim yatağı­na girdiği zaman üç kez şunu söylerse, günahları deniz köpüğü kadar, yıldızların sayısı kadar, kumsal yerin kumlan sayısı kadar ve dünya gün­leri sayısı kadar daahi olsa, Allah’ Teaîâ onun günahlarım bağışlar:

“Estağfirullâhellezî lâ ilahe illâ hüve’l -hayye’l-kayyûme ve etûbü ileyh.”

(Öyle bir Allah’dan mağfiret dilerim ki, O’ndan başka ilâh yoktur. Hayy’dır (hayat sahibidir), Kayyûm’dur (her şeyi tasarruf ve idare edendir).”[76]

251- Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in ashabından ve Eşlem kabilesinden bir adamdan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:

“Ben, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in yanında oturuyordum. Bir de, Peygamberin ashabından bir adam gelip dedi ki, bu gece ısınldım ve sabaha kadar uyuyamadım, peygamber sordu:

–  Neydi o? adam;

–  Akrebdi (ısıran), dedi. Peygamber ona şöyle buyurdu:

– Keşke gecelediğin zaman şu sözleri söyleyeydin, Allah’ın izni ile sana hiç bir şey zarar veremezdi:

“Büzü bikelimâtiHâhittâmmeti min şerri ma halaka.”

(Allah’ın yarattığı şeylerin kötülüğünden, Allah’ın Kur’ân’ına sığınırım)”[77]

252- Enes’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre: “Peygam­ber Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir adama, yatağına gireceği zaman Haşir sûresini okumayı tavsiye etti ve buyurdu: Eğer (okuduğun gece) ölürsen, şehid ölürsün, (Ravi şübhelenerek) yahud Peygamber: Cennet ehlinden olursun, buyurdu, (şeklinde rivayet etti).”[78]

253-  Ibni Ömer’den (Radıyallahu Anhüma) rivayet edildiğine göre: “Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir adama, yatağına girdiği za­man şöyle demesini emretti:

”Allâhümme ente haîakte nefsi ve ente teteveffâhâ leke memâtüha ve mahyâhâ. İn ahyeyîehâ fahfezhâ ve in emettehâ fağfir lehâ. Allâhüm-me innî es’elüke’l-âfiyete.”

(Allah’ım! Sen benim nefsimi yarattın ve Sen onu öldürürsün. Onu öldürmek ve diriltmek Sana aittir. Onu diriltirsen, onu koru ve eğer öldü­rür sen, ona mağfiret et. Allah’ım! Ben Senden afiyet isterim).”[79]

İbni Ömer demiştir ki, ben bunu Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sel-Iem’den işittim.

254- sahîh isnadlarla.Ebû Hüreyre’den rivayet edildiğine göre, bu ha­dîs, Ebû Bekir’in (Radıyallahu Anh) kıssası münasebetiyle’ “Sabah ve Akşam ne Söylenir” bölümünde, kitabımızda başta zikredilmişti:

“Allâhümme fâtm’s-semâvâti ve’1-arzı, âlimü’î-ğaybi veşşehâdetirabbe külli şey’in ve melîkehû. Eşhedü en lâ ilahe illâ ente. Eûzü bike min şerri nefsi ve şerri”ş-şeytâni ve şirkihî.”

(Ey gökleri ve yeri yaratan, gaybi ve hazırı bilen, her şeyin sahibi ve Rabbı olan Allah! Senden başka ilâh olmadığına şahidlik ederim. Nefsimin şerrinden, şeytanın şerrinden ve şirkinden Sana sığınırım). Bu sözleri, sa­bahladığın, akşamladığın ve yattığın zaman söyle.”[80]

255- Şeddad ibni Evs’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

“Yatağına girdiği zaman, Allah Teâlâ Hazretlerinin kitabından bir sûre okuyup yatağına sığınan bir müslümana, Allah bir melek vekil eder de, o melek, müslüman ne zaman uyanırsa, uyamncaya kadar ona zarar ve­recek şeyi ona yaklaştırmaz. “[81]

256- Câbir’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: “İnsan yatağına girdiği za­man, bir melekle bir şeytan ona doğru koşuşur. Melek der ki, Allah’ım hayırla sonuçlandır. Şeytan ise, kötülükle sonuçlandır, der. Adam, eğer Allah Tealâ’yi zikreder, sonra uyursa, melek onu koruyarak geceler.”[82]

257- Abdullah ibni Amr ibni’l-As’dan (Radiyallahu Anh) rivayet edil­diğine göre, demiştir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, uyku için yattığı zaman şöyle derdi:

“Allâhümme bismike rabbî vada’tü cenbî, fağfir lî zenbî.” (Ey yaratıcım olan Allah’ım, Senin adınla yanım üstü yattım. Benim günâhımı bağışla)[83]

258- Ebû Ümâme’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, de­miştir ki, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğunu işittim: “Kim abdestli olarak yatağına girer de, ona uyku basıncaya ka­dar Azız ve yüce olan Allah’ı zikrederse, gece yatağında öteye beriye dön­düğü her an içinde dünya ve ahiret hayırlarından kendisine verilmesini Azız ve Yüce Allah’dan istediği takdirde, Allah, o istediği şeyi ona ve-rir.”[84]

259- Hazreti Aişe’den (Radıyallahu Anha) rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:

“Resûlüllah sallallahu Aleyhi ve Sellem, yatağına girdiği zaman şöyle derdi:

“Allâhümme emti’nî bisem’i ve basarı vec’alhümâ elvârise minnî, ven-surnî alâ adüvvî ve erinî minhu se’rî. Allâhümme inni eûzü bike min ğâ-lebetiddeyni ve mine’1-cûi feinnehû pi’seddacîu

(Allah’ım, kulağımla ve gözümle beni faydalandır ve onları bana ba­ğışla. Beni düşmanım üzerine muzaffer kıl ve ondan intikamımı bana gös­ter. Allah’ım, borcaltına kalmaktan, açlıktan Sana sığınırım; zira açlık ne kötü bir düşüştür!..”[85]

Alimler demişlerdir ki, metinde geçen “Kulağımı ve gözümü bana va­ris kıl” sözünün manası, ben ölünceye kadar onları sağlam ve kusursuz bırak demektir. Bir kısmına göre de mana şudur: Yaşlılıkla azaların ve diğer hislerin zayıfladığı sırada onları kuvvetli ve sağlam bırak, yani di­ğer azaların kuvveti üzerine onları varis kıl ve geri bırak demektir. Bir de mana şudur denildi: kulağımı işitilen şeylere ve kendileriyle amel edilenlere bir muhafaza yap. Gözün varis kılınması da, gördüğü şeylerden ibret alması demektir.

Bir rivayette de: “Vec’alhülvarise minnî” şeklinde müfred olarak ge­çer. Buna göre, faydalanmayı bana varis kıl, manası kasdedilir.

260- Hazreti Aişe’den (Radıyallahu Anha) rivayet edildiğen göre, şöyle demiştir:

“Resûlüllah SaîbJahu Aleyhi ve Sellem ile ben arkadaş olahdan iti­baren dünyasını değişinceye kadar, şu şeylerden Allah’a sığmmadikça uyu­mazdı: Korkaklıktan, tenbellikten, usançlıktan, cimrilikten, yaşlılık be­lâsından, mal ve aile hakkında kötü manzaradan, kabir azabından, şey­tandan ve onun şirkinden…”[86]

261- Hazreti Aişe’den rivayet edildiğine göre, kendisi uyumak istediği zaman şöyle derdi:

“Allâhümmeinnîes’elükerü’yâsâlihaten, sâdıkatenğayrekâzibetin, nâfiaten ğayre zarretin.”

(Allah’ım, ben senden salih ve yalancı olmayan sadık ve zarar verme­yen faydalı bir rüya istiyorum).” Hazreti Aişe bu sözleri söylediği zaman, yanındakiler bilirlerdi ki, sabah oluncaya veya gece uyamncaya kadar ar­tık konuşmayacaktır.[87]

262- Hazreti Ali’den (Radiyallahu Anh) şöyle dediği rivayet edilir.

“Bakara sûresinin sonundan üç ayet okumadıkça, akıllı bir kimsenin uyuyacağını sanmıyorum.” Buharı ve Müslim’in şartı üzere, isnadı sahîhdir.

Yine Hazreti Ali’den rivayet edilmiştir: İslama giren akıl sahibi bir kim­seyi sanmıyorum ki, “Ayete’I-kürsi”yi okumadıkça uyumuş olsun.

İbrahim Naha’î’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:

Kendileri yataklarına girdikleri zaman, ashab onlara “Muavvizeteyni” Nâs ve Felak sûrelerini okumalarını onlara öğretirlerdi. Bir rivayette de, şu sûreleri her gece üç defa okumalarını müstehab görürlerdi: İhlâs, Fe-lâk ve Nâs sureleri… Müslim’in şartı üzere isnadı sahîhdir.

Bil ki, bu bölümle ilgili olan hadîsler ve eserler çoktur. Ancak bizim zikrettiklerimiz, onlarla amel edecek kimse için kâfidir. Okuyup fayda­lanmak isteyene usanç getirmemek korkusuyla bunlardan fazlasını kaldırdık. En iyi bilen Allah’dır. Bu bölümde zikredilen duâ ve zikirlerin hep­sini insanın yerine getirmesi en uygunudur. Eğer imkân bulamıyorsa, en önemlilerinden yapabileceği kadarı ile yetinir.

Allah’ı Zikretmeksizin Uyumanın Keraheti

 

263- Sağlam bir isnadla Ebû Hüreyre’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

“Kim bir yerde oturur da Allah’ı orada anmazsa, Allah’dan onun aley­hine bir noksanlık olur. Kim de bir yatakta yatar da, Allah Tealâ’yi ora­da anmazsa, Allah tealâ’dan ona bir noksanlık olur.”[88]

Geceleyin Uykudan Uyanıpta Sonra Tekrar Uyumak İsteyenin Okuyacağı Dualar

 

Bil ki, gece uykudan uyanan iki durumda olur: Birincisi, artık bun­dan sonra uyuyamaz. Böyle bir kimsenin zikirlerini kitabın başında an­lattık. İkincisi, uyandıktan sonra uyumak isteyen kimsedir. İşte bu kimse için, uyku kendisini bastırmcaya kadar Allah Tealâ’yi zikretmek müsta-habdır. buna dair çok zikirler nakledilegelmiştir. Bunlardan bir kısmını daha önceki bölümde (35-40 sayılı hadîslerle) belirtmiştik. Buharî’nin sa-hîh’inde rivayet ettiğimiz şu hadîsler bunlardandır:

264- Ubâde ibni’s-Sâmit’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

“Kim gece uykudan uyanır da:

“Lâ ilahe illâllâhu vahdehû lâ şerîke îehu, Lehu’î-müîkü ve îehu’l-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr. Ve’1-hamdü lillâhi ve sübhânellâhi ve. lâ ilahe illâllâhu vallâhu ekber, ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ bilîâh.”

(Allah’dan başka ilâh yoktur, yalnız O vardır, O’mın ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd da O’nadır. O, her şeye kadirdir. Hamd Allah’a mahsustur, Allah her noksan şeydan münezzehtir, ÂUah’dan başka ilâh yoktur. Allah her şeyden büyüktür. İbâdetlere güç yetirmek ve kötülük­lerde» korunmak, ancak Allah’ım kudret ve kuvveti iledir) der ve sonra: “Allahümmeğfirli” (Allah’ım besii bağışla) derse, yaftud daâ yaparsa, emin

için kabul olunur. Kalkar abdest alır da namaz kılarsa, namazı kabul olunur.”[89]

265- Hazreti Aişe’den (Radıyallahu Anha) Sahih bir isnadla rivayet edildiğine göre, demiştir ki: “Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Seilem gece uykudan uyanınca şöyle derdi:

“Lâ ilahe illâ ente, sübhâneke, Allâhümmeğfiruke lizenbî, ve es’elü-kerahmeteke. Allâhümmezidnîilmen velâ tüziğkalbîba’deizhedeytenî ve heb lî min ledünke rahmeten inneke ente’l-vehhâb.”

(Senden başka ilâh yoktur. Seni noksanlardan tenzih ederim. Allah’­ım, günahım için Senden mağfiret dilerim ve Senin rahmetini isterim. Al-Iah’ım, bana ilim artır ve bana hidâyet verdikten sonra kalbimi kaydır­ma. Katından bana rahmet bağışla; muhakkak ki Sen çok bağışlayansın)”[90]

266- Hazreti Aişe’den (Radıyallahu Anha) rivayet edildiğine göre, Re­sûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i kasdederek demiştir ki; geceleyin uykudan uyandığı zaman şöyle derdi:

“Lâ ilahe illâllâhu’l-vâhidü’l-kahhâr. Rabbü’s-semâvâti ve’1-arzı ve mâ beynehumâ el-azîzü’1-ğaffâr.”

(Semâvat ve arzın Rabbı olan, her şeye galib bulunan yalnız bir Al­lah’dan başka ilâh yoktur. Azîz ve Gaffar olan Allah, Semâvat ve arz ara­sında onların da Rabbıdır)”[91]

267- Ebû Hüreyre’den (Radıyalllahu Anh) zayıf bir isnadla rivayet edil­diğine göre, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle dediğini işit-miştir:

“Azîz ve Yüce olan Allah, müslüman kuluna gece uykusundan canım geri verir de» kul teşbih yaparsa (Süöhâneİlah, derse). Aiîah’dan mağfiret dilerse (Estağfirullah, derse) ve Allah’a duâ ederse, ondan kabul ol-

nur.”[92]

268- îyi bir isnadla Ebû Hüreyre’den (Radıyallahu Anh) rivayet edil-diğine göre, demiştir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle bu­yurdu:

“Sizden biriniz gece yatağından kalkar da sonra o yatağa (yatmak üze­re) dönerse, o yatağı eteğinin ucu ile üç defa çırpsın; çünkü insan bilmez ki, kendisinden sonra yerine geçen nedir. Yatınca da şöyle desin:

“Bismikellâhümme vada’tü cenbî ve bike erfa’uhû. İn Emsekte nefsî ferhamhâ ve in rededtehâ fahfezhâ bimâ tahfezu bihîibâdeke’s-satihîn.”

(Allah’ım, Senin adınla yanım üzere yattım. Onu Senin kuvvetinle kal­dırırım. Eğer benim canımı alırsan, ona rahmet et ve eğer onu geri verir­sen (uyandırırsan), salih kullarını koruduğun gibi onu koru.”[93]

Ebû’d-Derda’dan nakledildiğine göre, Kendisi gece ortasında uyku­dan kalktığı zaman şöyle derdi:

“Gözler uyudu, yıldızlar battı; sen ise Allah’ım, Hayy’sın, Kayyüm’-sun (Hayat sahibisin her şeyi tedbir ve idare edensin).”[94]

Yatağında Rahatsızlanıpta Uyuyamayan Kimsenin Okuyacağı Dualar

 

269- Zeyd ibni Sabit’den Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:

“Bana isabet eden uykusuzluktan Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sel­lem’e şikâyet ettim de, bana dedi ki şöyle şöyle:

“Allâhümme ğâiretu’n-nücûmu ve hedeeti’l-uyûnu ve ente hayyu’n-kayyûmun. Lâ te’huzuke sinetün ve lâ nevmün. Yâ hayyu yâ kayyûmu, eh d i’leylî ve enim aynî.”

(Allah’ım, yıldızlar battı, gözler uyudu. Sen ise Hayy’sın , Kayyûm’sun, Seni ne uyku tutar, ne de dalgınlık. Ey Hayy ve Kayyûm (Allah)! Gecemi sakin yap ve gözümü uyut)” Ben bunu söyledim de, Azız ve Yüce olan Allah, içinde bulunduğum şeyi (sıkıntı ve uykusuzluğu giderdi.)[95]

270- Muhammed ibni Yahya ibni Habbân’dan rivayet edildiğine göre, “Halid ibni Velîd’e (Radıyallahu Anh) uykusuzluk isabet etti de bunu Pey­gamber Saîlallahu Aleyhi ve Sellem’e şikâyet etti. Peygamber de ona, uyu­yacağı zaman, Allah’ın gazabından, kullarının şerrinden, şeytanların ves­veselerinden ve onların hazır bulunmalarından Allah’ın Kur’anına sığın­masını emretti.” Bu hadîs Mürsel’dir ve Muhammed ibni Yahya tâbiîdir.[96]

271- Büreyde’den (Radıyallahu Anh) zayıf bîr isnadla rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:

“Halid ibni Velid, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e şikâyette bulunup dedi ki: Yâ Resûlallah, uykusuzluktan gece uyuyamıyorum? Pey­gamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdu: Yatağına girdiğin zaman şöyle söyle:

“Allâhümme rabbe’s-semâvâtisseb’i ve mâ ezallet ve rabbe’l-arezîne ve mâ ekallet, ve rabbe’ş-şeyâtîni ve mâ edallet, kün lî çâren min şerri halkıke küllihim cemî’an en yefruta aleyye ehadün minhüm ve en yebgiye aleyye.       Azze câruke ve ceîle senâüke ve la ilahe gayruke ve lâ ilahe illâ ente.”

(Ey yedi göğün ve gölgelendirdiklerinin Rabbı olan, bütün yer küresi­nin ve taşıdıklarının Rabbı olan, Şeytanların ve saptırdıklarının Rabbı olan Allah’ım! Bütün yaratıklarının kötülüğünden beni koru ki, onlardan hiç biri bana taşkınlık yapmasın ve zulüm etmesin. Sana iltica eden kurtul­muştur. Senin sıfatların yücedir ve Senden başka ilâh yoktur, ilâh olarak ancak Sen varsın)”[97]

 

Uykusunda Korkan Kimsenin Okuyacağı Dualar

 

272- Arar ibni Şuayb’dan rivayet edildiğine göre, Resûlüllah Sallalla-hu Aleyhi ve Sellem, kendilerine korkudan dolayı şu sözleri öğretirdi:

“Eûzü bikelimâtillâhi-ttâmmeti min gazabihi ve şerriibââihi ve min hemezâti’ş-şeyâtîni ve en yahdurûni.

(Allah’ın gazabından, kullarının kötülüğünden, şeytanların vesvese­sinden ve benimle bulunmalarından, Allah’ın Kur’an’ma (tam kelimele­rine) sığınırım.”

Ravi demiştir kî, Abdullah ibni Amr, bu sözleri, çocuklarından mümey­yiz olanlara öğretirdi, mümeyyiz (iyiyi kötüden ayırabilen) olmayanlar için de, bu sözleri yazar ve üzerlerine takardık.[98]

İbni Sünnî’nin rivayetinde şöyledir: “Bir adam, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e gelip uykusunda korktuğundan şikâyet etti. Bunun üze­rine Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdu ki, yatağına girdiğin zaman şöyle söyle:

“Eûzü bikelimâtillâhi-ttâmmeti min gazabihî ve min şerri ibâdihî, ve min hemezâti’ş-şeyâtîni ve en yahdurûnî.”

Adam bunu söyledi de, korkusu ondan gitti.”

 

Rüyasında Sevdiği Veya Hoşlanmadığı Bir Şey Görenin Okuyacağı Dualar

 

273- Ebû Saîd El-Hudrî’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine gö­re, kendisi Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle dediğim işitti:

“Sizden biriniz sevdiği bir rüya görürse, muhakkak ki bu, Allah Teâ-lâ’dandır; bundan dolayı Allah’a hamd etsin ve onu anlatsın.” Bir riv-yette de; “Onu ancak sevdiği kimseye anlatsın ve bunun dışında hoşlan­madığı rüya görürse, muhakkak şeytandandır, şeytanın şerrinden Allah’a sığınsın ve onu hiç kimseye anlatmasın; çünkü böyle yaparsa ona zarar vermez. “[99]

274- Ebû Katâde’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre demiştir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

“Salih olan rüya, (diğer bir rivayette de) güzel rüya, Allah’dandır. Ha­yal ise şeytandandır. Kim, hoşlanmadığı bir şey görürse, üç kez soluna üfürsün ve şeytandan (Allah’a) sığınsın, (Eûzü billahi mineşşeytânirra-cîm, desin.) Böylece o rüya, ona zarar vermez.” Bir rivayette de, üfürsün yerine “Tükürsün” denilmektedir. Bunlardan anlaşıldığına göre, kendi­sinde tükürük olmayan hafif üfürme kasdediliyor.[100]

275- Câbir’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Resûîüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdu:

“Sizden biriniz, hoşlanmadığı bir rüya görünce üç kez soluna tükür-sün ve üç kez de, Şeytandan Allah’a sığınsın ve yatmakta bulunduğu ya­nından öte yana dönsün.”[101]

276- Merfû’ olan (Peygambere nisbet edilip ona yükseltilen) şu hadî­si, Ebû Hüreyre (Radıyallahu Anh) rivayet etmiştir:

“Sizden biriniz hoşlanmadığı bir rüya görünce, onu hiç kimseye an­latmasın ve kalkıp namaz kılsın. “[102]

277- Hz. Peygamberin şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “Sizden biriniz hoşlanmadığı bir rüya görünce, üç defa tükürsün sonra:

‘ ‘Allah ümme innî eûzü bike min ameli ‘ş-şeytâni ve seyyiâti ‘İ-ahlâmi. Feinnehâ lâ tekûnu şey’en.”

(Allah’ım! Şeytanın işinden ve rüyaların kötülüğünden ben Sana sığı­nının) desin. Bunu okumakla kötü rüyanın bir tabir ve önemi kal­maz.”[103]

Kendisine Rüya Anlatılan Kimsenin Okuyacağı Dualar

 

278- İbni Sünnî’nin kitabından rivayet ettiğimize göre, Peygamber Sal­lallahu Aleyhi ve Sellem’e, rüya gördüm diyen bir kimseye şöyle buyurdular: “Hayır gördün ve hayır olur.” Diğer bir rivayette de şöyle varid olmuştur: “Hayıra kavuşasın ve kötülükten korunasın. Bize hayır olsun, düşmanlarımıza kötülük… Harnd, alemlerin Rabbı olan Allah’a mahsus­tur.” dedi.

Her Gecenin İkinci Yarısında Dua Ve İstiğfar Etmenin Fazileti

 

279- Ebû Hüreyre’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre Re-sûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdu: “Gecenin son üçte biri ka­lınca, Rabbımız (Allah’ın rahmeti) aşağıda semaya iner derki: Yok mu bana duâ eden, duasını kabul edeyim. Yok mu benden isteyen, istediğini vereyim. Yok mu benden mağfiret dileyen, onu bağışlayayım!…” Müs­lim’in rivayeti de şöyle:

“Allah Sübhânehu ve Teâlâ’nm rahmet ve melekleri), her gecenin ilk üçte biri geçince aşağı semâya inip der ki: Ben Melik’im, ben Melik’im (her şeyin sahibi ve mutasarrıfıyım). Kim var bana duâ eden, duasını ka­bul edeyim, kim var benden isteyen, istediğini vereyim. Benden mağfiret dileyen kim var, onu bağışlayayım!.. Fecir aydmlamncaya kadar böyle

devam eder.” Bir rivayette de: “Gecenin bir kısmı veya üçte ikisi geçince” şeklindedir.[104]

280- Amr ibn Abese’ (radıyallahu Anh) den rivayet edildiğine göre, kendisi Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğunu işit-miştir:

Allah’ın rahmetinin kula en yakın olduğu zaman, gecenin son vakti­dir. Bu saatte Allah Tealâ’yi zikredenlerden olmaya gücün yetiyorsa, ol (bunu yap).”[105]

Duanın Kabul Vaktine Rasgelmek Ümidi İle Bütün Gece Boyunca Dua Etmek

 

281- Câbir ibni Abdullah’dan (Radıyallahu Anhüma) rivayet edildi­ğine göre demiştir ki, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle bu­yurduğunu işittim:

“Gecede bir vakit vardır ki, kul o vakte denk getirir de, Allah Teâlâ*-dan dünya ve ahiret işinden hayır dilerse, muhakkak Allah ona dilediğini verir. Bu icabet (duâam kabul ediliş) vakti her gecede vardır.”[106]

 

Allâhu Teâlâ’nın Güzel İsimleri Ve Faziletleri

 

Allah Teâlâ buyuruyor: “En güzel isimler Allah’ındır. O halde bu isim­lerle O’na duâ edin.”[107]

El-Esmâu’1-Husnâ’yı Ezberleyenlerin Cennet’e Gireceği:

282- Ebû Hüreyre’den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Re-sûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

“Allah Teâlâ’nm doksan dokuz ismi vardır. Kim bunları ezberleyip sayarsa, cennete girer. Allah tektir (birdir), teki sever:

O AHah’dır ki, O’ndan başka ilah yoktur, Rahmân’dır (dünyada her yaratığa merhamet edendir), Rahîm’dir (ahiretîe yalnız mü’minlere mer­hamet edendir.), El-Melikü (her şeye sahib ve mutasarrıftır), El-Kuddûsü  (noksanlık ve hudüs alâmetlerinden münezzehtir), Es-Selâmu (her afet ve ayibdan selâmet üzeredir), El-Mü’mimı (mucize yaratıp peygamberini doğ­rulayandır), El-Müheyminü (yaratıkların bütün ihtiyaçlarını karşılayan­dır), El-Azîzu (her şeye galip ve üstündür), El-Cebbâru (kulların işlerini düzeltendir),

El-Mütekebbiru (yegâne azamet sahibidir), El-Hâliku (yaratıcıdır), El-Bâri’u (yaratıkları illetlerden kurtarandır), El-Musavviru (Eşyaya şekil ve­rendir), El-Gaffâru (günahları örtendir), El-Kahhâru (kudreti ile her şeyi emri altında tutandır), El-Vehhâbu (nimet ve bağışları çoktur), Er-Rezzâku (nzıklan ve sebebleri yaratandır), El-Fettâhu (yaratıkları arasında hüküm verendir), El-Alîmu (her şeyi bilendir), EI-Kâbızu (rızkı daraltandır), El-Bâsîtu rızkı genişletendir), El-Hâfidu (sapıkları alçaltandır), Er-Râfi’u (Mü’minleri yükseltendir), El-Muizzu (kemâle erdirendir), EI-Müzillü (de­receden düşürendir), Es-Semî’u (her şeyi işitendir), EI-Basîru (her şeyi gö­rendir), EI-Hakemu (hükmü geçersiz kılınmayan hâkimdir), Ei-Adlü (tam adalet sahibidir), El-Latîfu (gizli ve ince şeyleri bilendir), El-Habîru her şeyden haberdar olandır), El-Halîmu (günahkârlara ceza vermekte acele etmez), El-Azîmu (ululuk mertebelerinin en üstünde olandır), El-Gafûru (küçük-büyük günahları bağışlayandır), Eş-Şekûru (az amele çok se-vab verendir), El-Aliyyu (yücelerin yücesidir), El-Kebîru (yücelik ve aza­mette en üstün olandır), El-Hafîzu (her şeyi koruyandır), El-Muğisü (im-dad isteyenlere yardım edendir), El-Hasîbu (muhtaçları mustağnî kı­landır), El-Celîlü (celâl sıfatlan ile vasıflanandır), Kİ – Kerim u (ezelen ve ebeden kerem sahibidir), Er Rakîbu (her şeyi gözetleyendir), El-Mucîbu (duâ edenin duasını kabul buyurandır), El-VâsPu (her şeyi ilmi ile kuşatan­dır), El-Hakîmu (hikmet sahibidir), El-Vedûdu (kullar için hayır seven ve onlara ihsan edendir), El-Mecîdu (ikramı bol olan yüce varlıktır), El-Bâ’isü (ölüleri diriltendir), Eş-Şehîdü (bütün mevcudatın zahirini bilen­dir), el-Hakku (gerçek var olan ve hakki izhar edendir), El-Vekılü (kulla­rın ihtiyacını karşılayandır), El-Kaviyyu (her şeye gücü yetendir), EI-Metînü (kuvveti kesilip tükenmeyendir), El-Veiiyyü (yardım edendir), El-Hamîdü (hamdedilmeye ve övülmeye müstahak olandır), ENMuhsî (hiçbirşey kud­reti dışında kalmayandır), El-Mübdi’u (yoktan var edendir), El-Mu’îdü (bir şey yok olduktan sonra onu yaratandır), El-Muhyî (hayat verendir), EI-Mümîtü (öldürendir), El-Hayyu (hayat sahibidir), El-Kayyûmu (bizati­hi var olup başkasına muhtaç olmayan ve her şey kendisine muhtaç bulu­nan varlıktır), El-Vâcidü (dilediği her şeye sahib olandır), El-Mâcidü (ke­rem ve şerefi büyük olandır), El-Vâhidü (zâtında birdir ve eşi yoktur), Es-Samedü (ihtiyaçtan münezzeh olup kendisine daima muhtaç olunan­dır), El-Kâdiru (kudret sahibidir), el-Muktediru (Kudretine nihayet olmayandır),El-Mukaddimu (varlıkları birbiri üzerine takdîm edendir), El-Muahhiru (varlıkların bir kısmını diğer kısmından sonraya bırakandır), El-Evvelü (bütün eşyadan önce var olandır), EI-Âhiru (her şey helak ol­duktan sonra bakî kalandır), Ez-Zâhiru (sayısız açık delillerle varlığı mey­dandadır), El-Bâtınü (varlığının keyfiyeti gözlerden ve idrakten saklı olan­dır), El-Vali (Hâkim olandır), El-Müteâli (yüce zatına uygun olmayan her şeyden çok münezzehtir), El-Bernı (ihsan sahibidir), Et-Tevvâbu (kulla­rının tevbesini ziyadesiyle kabul edendir), El-Müntakımu (dilediği kimse­ye şiddetle azab edendir), EI-Afuvvü (günahları bağışlayıp silendir), Er-Ra’ûfu (çok şefkatlidir), Mâlikü’l-Mülki (mülkünde dilediği tasarrufu ya­pan ve geçerli kılandır), Zü’1-Celâli ve’1-İkrâmi (yücelik sıfatlarına sahib-dir ve yaratıklara nimet ikram edendir), El-Muksitu (eziyeti giderip adaleti icra edendir), el-Câmî’u (Kıyamet günü insanları bir araya toplayandır), El-Ganiyyu (zatında, sıfatlarında ve işlerinde hiç bir şeye muhtaç olma­yandır), El-Muğnî (hikmeti gereği her şeyden ihtiyacı giderendir), El-Mâni’u (helak ve noksanlık sebeblerini kaldırandır), Ed-Dârru (zarar ve­ren şeyleri yaratandır), En-Nâfi’u (faydalı şeyleri yaratandır), En-Nûru (bizatihi zahir olup başkasını yoktan var edendir), El-Hâdî (dilediği ku­lunu saadete kavuşturandır), El-Bedî’u (icad edendir), El-Bakî (üzerine yokluk geçmeyecek şekilde varlığı devam edendir), El-Vârisu (bütün mah­rukat yok olduktan sonra baki kalandır), Er-Reşîdü (hidâyete erdirendir), Es-Sabûru (âsi ve günahkârları cezalandırmakta acele etmez).”

“Allah teki sever” sözüne kadar olan hadîs, Buharî ve Müslim’in ri­vayetidir. Ondan sonrası, Tirmizî ve başkasının rivayeti olup hasen ha­dîstir.

Hadîsi şerifin başında: Allah’ın güzel isimlerini “thsâ eden = onları sayan” sözündeki “İhsâ” kelimesinin manası onları ezberlemektir; Bu­harî ve çok kimseler onu böyle tefsir etmişlerdir. Sahîh’de olan bir riva­yette: “kim bunları ezberlerse, cennete girer” ifadesi de bu manayı kuv­vetlendirmektedir. Denilmiştir ki, bunun manası, Esma-i Hüsna’mn ma­nalarını bilen ve onlara iman eden cennete girer, demektir, bir de, bun­larla amel etmek şartı ile alışkanlık elde eden ve manalarını güzel gözeten cennete girer şeklinde manalandırılmıştır.

 

[1] Kur’ân-ı Kerim. Tâhâ Sûresi: 130

[2] Kur’ân-ı Kerim. Gâfir (Mü’min) Sûresi: 55

[3] Kur’ân-ı Kerim, A’raf Sûresi: 205

[4] Kur’ân-ı Kerim, En’am Sûresi: 52.

[5] Kur’ân-ı Kerim, Nûr Süresi: 36.37.

[6] Kur’ân-i Kerim, Sâd Sûresi: 18.

[7] Buhârî. Tirmizî. Nesâî.

[8] Müslim. Ebû Dâvud. Buhârî.

[9] Tirmizî. Ebû Dâvud. Nesâî. (Tirmizî demiştir ki, bu sahih ve hasen hadistir.)

[10] Tirmizî. Ebû Dâvud. tbn-i Mâce. Nesâî. (Tirmizî demiştir ki, bu hasen bir hadîstir.)

[11] Müslim. Ebû Dâvud. Nesâî. Hâkim.

[12] Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesâî.

[13] Müslim, İbn-i Sünnî.

Müslim, bunu, Hakîm’in kızı Havle’nin (Radıyallahu Anha) hadisine bitiştirerek böylece anlatmıştır.

[14] Tirmizî. Ebû Dâvud. Neseî Ahmed b. Hanbel. Buharı, Edebü’l-Müfred’de. (Tirmizî demiştir ki, bu hasen hadistir, sahihtir.)

[15] Ebü Dâvud.

[16] ) Ebû Dâvud. Tirmizî. îbn-i Mâce. Nesâî.

Tirmizî demiştir ki, bu hasen bir hadistir, sahihdir. Tirmizî’nin naklettiği lâfızlar bundan ibarettir. Ebû Davud’un rivayetinde ise: “Ona büyük belâ isabet etmez.” ifadesi vardır.

[17] Tirmizî. Ebü Dâvud. Nesâî. Müstedrek.

[18] Ebû Dâvud. Nesâî. Ahmed b. Hanbel.

[19] Ebü Dâvud. Nesâî.

[20] Ebû Dâvud. Nesâî, İbn-i Mâcs, Müstedrek. (Hakim Ebü Abdullah da demiştir ki, bu, isnadı sahih olan bir hadîstir.

[21] Ebü Dâvud. Nesâî.

[22] Ebû Dâvud. îbn-i Mâce. Nesâî.

[23] Ebû Dâvud.

[24] Ebû Dâvud, Nesâî, İbn-i Sünnî.

[25] Ebû Dâvud. Ebû Dâvud, bu hadîsi zayıf gostermedi ise de, Buharı, Tarihi Kebîr’inde ve Kitaba’z-Zuafa adlı eserinde bunu zayıf kabul etmiştir.

[26] Ebû Dâvud. Nesâî.

[27] Ebü Dâvud.

[28] İbn-i Sünnî. Taberânî. Nesâî. Ahmed b. Hanbel.

[29] İbn-i Sünnî

[30] Tirmizi . ibn-i Sünni Darimi

[31] Kur’ân-ı Kerim Mü’minün Sûresi’ 115

[32] İbn-i Sünnî

[33] İbn-i Sünnî.

[34] İbn-i Sünnî, Nesâî. Hâkim.

[35] İbn-i Sünnî.

[36] İbn-i Mâce. ibn-i Sünnî.

[37] İbn-i Sünnî. Dârimî.

[38] Tirmizî. İbn-i Sünnî.

[39] İbn-i Sünnî.

[40] İbn-i Sünnî.

[41] İbn-i Sünnî. Ebû Dâvud.

[42] Tirmizi . İbn-i Sünnî. Zayıf İsnadla.

[43] İbn-i Sünnî. Tâberânî.

[44] İbn-i Sünnî. Zayıf bir isnadla.

[45] İbn-i Sünnî. Zayıf isnadla.

[46] İbn-i Sünnî.

[47] İbn-i Sünnî. Zayıf isnadla.

[48] Tirmizî. (Tirmizî, bu hasen hadîstir, dedi.)

[49] Kuı’ân-i Ksmn, Tâ-hâ Sûresi: 130

[50] Kur’an-ı Kerim, Mii’min Sûresi: 55

[51] Kur’ân-ı Kerim, A’raf Suresi: 205

[52] Kurân-i Kerim, Nûr Süresi: 36

[53] İbn-i Sünnî. Ebü Dâvud. Zayıf isnadla.

[54] Ebû Dâvııd. Tirmizî.

[55] İbn-i Sünnî.

[56] Tirmizî.

[57] Ebû Dâvud. Nesâî. İbn-i Sünnî.

[58] Ebû Dâvud. Tirmizî. Nesâî. Tirmizî demiştir ki, bu, hasen bir hadîstir.

[59] Kur’an-ı  Kerim, Âl-i İmran Sûresi: 190

[60] Buhârî. Müslim.

[61] Buhârî. Müslim. Ebu Davud Tirmizi.

[62] Buhârî. Müslim. EbÛ Dâvud. Tirmizi

[63] Buhârî. Müslim.

[64] Buhân ve Müslim. Ebû Davud. Tirmizî.

[65] Buhârî. Müslim. Ebû Dâvud. Tirmizî.

[66] Buhârî.

[67] Ebû Dâvud. Tirmizî. Nesâî. İbn-i Mâce.

[68] Müslim. Ebû Dâvud. Tirmizî. Nesâî. ibn-İ Mâce.

[69] Ebû Dâvud, Nesâî.

[70] Müslim.Ebû Dâvud. Tirmizî. Tirmizi demiştir ki ,bu  hadîs hasen’dir, sahîh’dîr

[71] Ebu Dâvud.

[72] Ebû Dâvud. Tirmizî. Nesâî. îbn-i Hibbân.

[73] Ebü Dâvud. Tirmizî. Tirmizî demiştir ki bu hadîs Hasen’dir.

[74] Beni İsrail sûresinin bir adı da “lsrâ süresidir.)

[75] Ebü Dâvud. Nesâî. Hadis Hasen’dir.

[76] Tirmizi

[77] Ebû Davud. îbn-i Mâce.

[78] İbn Sunni

[79] Müslim.

[80] Ebû Davud. Tirmizi

[81] Tirmizî. İbni Sünnî. Bu hadisin isnadı zayıftır.

[82] İbn-i Sünnî. Nesâî. Hâkim. İbn-i Hibban,

[83] İbn-i Sünnî.

[84] İbn-i sünnî.

[85] İbn-i Sünnî

[86] İbn-i Sünnî.

[87] İbn-i Sünnî.

[88] Ebü Dâvud. Nesaî, El-Kübrâ’da.

[89] Buhârî. Tirmizi. Ebü Davud.

[90] Ebû Davud.

[91] İbn-i Sünnî- Nesai. Hâkim.

[92] İbn-i Sünnî.

[93] Tirmizî. tbn-i Mâce, İbn-i Sünnî. (Tirmizî. îbn-i Sünnî. (Bu hadîsin isnadı zayıftır.)

[94] Muvatta’.

[95] İbn-i Sünnî.

[96] İbn-i Sünnî.

[97] Tirmizî.

[98] Ebû Dâvud. Tirmizî. îbn-i Sünnî. Ahmed b. Hanbel.

Hâkim, e1-Müstedrek’de. (Tirmizî demiştir ki, bu hadis hasendir.)

[99] Buhârî.

[100] Buhârî. Müslim.

[101] Müsüm. Ebû Dâvud.

[102] Tirmizî.

[103] İbn-i Sünnî.

[104] Buhari. Müslim.

[105] Ebü Dâvud. Tirmizi.

[106] Müslim.

[107] Kur’ân-ı Kerim, A’raf Sûresi: 180.

 

bütün dua okunuşlarını kontrolet

başlıkları düzenle

boşlukalrı düzenle

dipnotları düzele

sabah akşam ayrı renk girersin meselea yarısı mavi yarısı sarı gibi

ara başlıkları kaldırabilirsin

blank

 

blank

blank

blank

blank

blank

blank

 100  سُبْحَانَ اللَّهِ وَبِحَمْدِهِ، سُبْحَانَ اللَّهِ العَظِيمِ

لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَحْدَهُ لَا شَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ 100

100 لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي كُنْتُ مِنَ الظَّالِمِينَ 
لاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ اِلاَّ بِاللهِ الْعَلِىِّ الْعَظِيمِ 100 

اَسْتَغْفِرُ الله اَلْعَظِيم اَلْكَرِيم اَلَّلذِي لآ إِلهَ إِّلاَّ هُو اَلْحَيُّ الْقَيُّومُ وَاَتُوبُ اِليْهِ 100

100 اللهم صلّ وسلم على نبينا محمد 

– سُبحان الله
– الحمدلله
– اللهُ أكبر
–  لا إله إلا الله
– استغفر الله و أتوبُ إليهِ
– حسبي الله لا اله الا هو

– سُبحان الله
– الحمدلله
– لا إله إلا الله
– اللهُ أكبر
– سُبحان الله و بحمدهِ
– سُبحان الله العظيم
– استغفر الله و أتوبُ إليهِ
– لا حول و لا قوة إلا بالله
– اللهُم صلِ على نبينا محمد
– لا اله الا انتَ سبحانك اني كنت من الظالمين
– حسبي الله لا اله الا هو

باب الأذكار بعد الصلاة
أجمع العلماء على استحباب الذكر بعد الصلاة، وجاءت فيه أحاديث كثيرة صحيحة في أنواع منه متعددة، فنذكر طرفا من أهمها.
180- روينا في كتاب الترمذي، عن أبي أمامة رضي الله عنه قال: قيل لرسول الله صلى الله عليه وسلم: أي الدعاء أسمع؟ قال: “جوف الليل الآخر، ودبر الصلوات مكتوبات” . قال الترمذي: حديث حسن.
وروينا في صحيحي البخاري ومسلم عن ابن عباس رضي الله عنهما قال: كنت أعرف انقضاء صلاة رسول الله صلى الله عليه وسلم بالتكبير. وفي رواية مسلم: كنا وفي رواية في صحيحيهما. عن ابن عباس رضي الله عنهما: أن رفع الصوت بالذكر حين ينصرف الناس من المكتوبة كان على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم، وقال ابن عباس: كنت اعلم إذا انصرفوا بذلك إذا سمعته.
وروينا في صحيح مسلم، عن ثوبان رضي الله عنه قال: كان رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا انصرف من صلاته استغفر ثلاثا وقال: “اللهم أنت السلام ومنك السلام، تباركت يا ذا الجلال والإكرام” .
قيل للأوزاعي وهو أحد رواة الحديث: كيف الاستغفار؟ قال: تقول: استغفر الله، أستغفر الله.
وروينا في صحيحي البخاري ومسلم عن المغيرة بن شعبة رضي الله عنه، أن رسول الله صلى الله عليه وسلم كان إذا فرغ من الصلاة وسلم قال: “لا إله إلا الله وحده لا شريك له، له الملك وله الحمد وهو على كل شيء قدير، اللهم لا مانع لما أعطيت، ولا معطي لما منعت، ولا ينفع ذا الجد منك الجد” .
وروينا في صحيح مسلم عن عبد الله بن الزبير رضي الله عنهما، أنه كان يقول دبر كل صلاة حين يسلم: “لا إله إلا الله وحده لا شريك له، له الملك وله الحمد وهو على كل شيء قدير، لا حول ولا قوة إلا بالله، لا إله إلا الله ولا نعبد إلا إياه له النعمة وله الفضل، وله الثناء الحسن، لا إله إلا الله مخلصين له الدين ولو كره الكافرون” .
قال ابن الزبير: وكان رسول الله صلى الله عليه وسلم يهلل بهن دبر كل صلاة.
وروينا في صحيحي البخاري ومسلم عن أبي هريرة رضي الله عنه، أن فقراء المهاجرين أتوا

(1/53)

باب الحث على ذكر الله تعالى بعد صلاة الصبح
اعلم أن أشرف أوقات الذكر في النهار، الذكر بعد صلاة الصبح.
روينا عن أنس رضي الله عنه في كتاب الترمذي وغيره، قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: “من صلى الفجر في جماعة ثم قعد يذكر الله تعالى حتى تطلع الشمس ثم صلى ركعتين كانت كأجر حجة وعمرة تامة تامة تامة” قال الترمذي: حديث حسن.
وروينا في كتاب الترمذي وغيره، عن أبي ذر رضي الله عنه، أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: “من قال في دبر صلاة الصبح وهو ثان رجليه قبل أن يتكلم: لا إله إلا الله وحده لا شريك له، له الملك وله الحمد يحيي ويميت وهو على كل شيء قدير عشر مرات كتب له عشر حسنات، ومحي عنه عشر سيئات، ورفع له عشر درجات، وكان يومه ذلك في حرز من كل مكروه وحرس من الشيطان ولم ينبغ لذنب أن يدركه في ذلك اليوم إلا الشرك بالله تعالى” قال الترمذي: هذا حديث حسن، وفي بعض النسخ: صحيح.
وروينا في سنن أبي داود عن مسلم بن الحارث التميمي الصحابي رضي الله عنه، عن

(1/55)

رسول الله صلى الله عليه وسلم أنه أسر إليه فقال: “إذا انصرفت من صلاة المغرب فقل: اللهم أجرني من النار سبع مرات، فإنك إذا قلت ذلك ثم مت من ليلتك كتب لك جوار منها، وإذا صليت الصبح فقل كذلك، فإنك إن مت من يومك كتب لك جوار منها” .
وروينا في مسند الإمام أحمد، وسنن ابن ماجه، وكتاب ابن السني، عن أم سلمة رضي الله عنها قالت: كان رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا صلى الصبح قال: “اللهم إني أسألك علما نافعا، وعملا متقبلا، ورزقا طيبا” .
وروينا فيه عن صهيب رضي الله عنه، أن رسول الله صلى الله عليه وسلم كان يحرك شفتيه بعد صلاة الفجر بشيء، فقلت: يا رسول الله ! ما هذا الذي تقول؟ قال: “اللهم بك أحاول، وبك أصاول، وبك أقات” والأحاديث بمعنى ما ذكرته كثيرة، وسيأتي في الباب الآتي من بيان الأذكار التي تقال في أول النهار ما تقر به العيون إن شاء الله تعالى.
وروينا عن أبي محمد البغوي في شرح السنة قال: قال علقمة بن قيس: بلغنا أن الأرض تعج إلى الله تعالى من نومة العالم بعد صلاة الصبح، والله اعلم.

(1/56)

باب ما يقال عند الصباح وعند المساء
اعلم أن هذا الباب واسع جدا، ليس في الكتاب باب أوسع منه، وأنا أذكر إن شاء الله تعالى فيه جملا من مختصراته، فمن وفق للعمل بكلها فهي نعمة وفضل من الله تعالى عليه وطوبى له، ومن عجز عن جميعها فليقتصر من مختصراتها على ما شاء ولو كان ذكرا واحدا.
والأصل في هذا الباب من القرآن العزيز قول الله سبحانه وتعالى: {وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ وَقَبْلَ غُرُوبِهَا} [طه: 13] وقال تعالى: {وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ بِالْعَشِيِّ وَالْأِبْكَارِ} [غافر: 55] وقال تعالى: {وَاذْكُرْ رَبَّكَ فِي نَفْسِكَ تَضَرُّعاً وَخِيفَةً وَدُونَ الْجَهْرِ مِنَ الْقَوْلِ بِالْغُدُوِّ وَالْآصَالِ} [لأعراف: من الآية205] قال أهل اللغة: الآصال جمع أصيل: وهو ما بين العصر والمغرب. وقال تعالى: {لا تَطْرُدِ الَّذِينَ يَدْعُونَ رَبَّهُمْ بِالْغَدَاةِ وَالْعَشِيِّ يُرِيدُونَ وَجْهَهُ} [الأنعام: 52] قال أهل اللغة: العشي: ما بين زوال الشمس وغروبها. وقال تعالى: {فِي بُيُوتٍ أَذِنَ اللَّهُ أَنْ تُرْفَعَ وَيُذْكَرَ فِيهَا اسْمُهُ يُسَبِّحُ لَهُ فِيهَا بِالْغُدُوِّ وَالْآصَالِ رِجَالٌ لا تُلْهِيهِمْ تِجَارَةٌ وَلا بَيْعٌ عَنْ ذِكْرِ اللَّهِ} الآية [النور: 36]. وقال تعالى: {إِنَّا سَخَّرْنَا الْجِبَالَ مَعَهُ يُسَبِّحْنَ بِالْعَشِيِّ وَالْأِشْرَاقِ} [ص: 18].
وروينا في صحيح البخاري عن شداد بن أوس رضي الله عنه، عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: “سيد الاستغفار: اللهم أنت ربي لا إله إلا أنت، خلقتني وأنا عبدك وأنا على عهدك ووعدك ما استطعت، أعوذ بك من شر ما صنعت، أبوء لك بنعمتك علي، وأبوء بذنبي فاغفر لي فإنه لا يغفر الذنوب إلا أنت، إذا قال ذلك حين يمسي فمات من ليلته دخل الجنة، أو كان من أهل الجنة، وإذا قال ذلك حين يصبح فمات من يومه…مثله” معنى أبوء: أقر وأعترف.
وروينا في صحيح مسلم عن أبي هريرة رضي الله عنه، قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: “من قال حين

(1/56)

يصبح وحين يمسي: سبحان الله وبحمده. مائة مرة لم يأت أحد يوم القيامة بأفضل مما جاء به إلا أحد قال مثل ما قال أو زاد عليه” .
وفي رواية أبي داود: “سبحان الله العظيم وبحمده” .
وروينا في سنن أبي داود والترمذي، والنسائي وغيرهما بالأسانيد الصحيحة، عن عبد الله بن خبيب – بضم الخاء المعجمة – رضي الله عنه، قال: خرجنا في ليلة مطره وظلمة شديدة نطلب النبي صلى الله عليه وسلم ليصلي لنا، فأدركناه فقال: قل، فلم أقل شيئا، ثم قال: قل، فلم أقل شيئا، ثم قال: قل، فقلت: يارسول الله ما أقول؟ قال: ” {قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ} والمعوذتين حين تمسي وحين تصبح ثلاث مرات تكفيك من كل شيء” قال الترمذي: حديث حسن صحيح.
وروينا في سنن أبي داود، والترمذي، وابن ماجه وغيرها بالأسانيد الصحيحة، عن أبي هريرة رضي الله عنه، عن النبي صلى الله عليه وسلم أنه كان يقول إذا أصبح: “اللهم بك أصبحنا وبك أمسينا، وبك نحيا، وبك نموت، وإليك النشور” وإذا أمسى قال: “اللهم بك أمسينا، وبك نحيا، وبك نموت وإليك النشور” قال الترمذي: حديث حسن.
وروينا في “صحيح مسلم” عن أبي هريرة رضي الله عنه، أن النبي صلى الله عليه وسلم كان إذا كان في سفر وأسحر يقول: “سمع سامع بحمد الله وحسن بلائه علينا، ربنا صاحبنا (1)، وأفضل علينا، عائذا بالله من النار” .
قال القاضي عياض وصاحب المطالع وغيرهما: سمع بفتح الميم المشددة، ومعناه: بلغ سامع قولي هذا لغيره، تنبيها على الذكر في السحر والدعاء في ذلك الوقت، وضبطه الخطابي وغيره، سمع: بكسر الميم المخففة، قال الإمام أبو سليمان الخطابي: سمع سامع، معناه: شهد شاهد.
وحقيقته: ليسمع السامع وليشهد الشاهد حمدنا لله تعالى على نعمته وحسن بلائه.
وروينا في صحيح مسلم عن عبد الله بن مسعود رضي الله عنه قال: كان النبي صلى الله عليه وسلم إذا أمسى قال: “أمسينا وأمسى الملك لله، والحمد لله، لا إله إلا الله وحده لا شريك له” قال الراوي: أراه قال فيهن: “له الملك وله الحمد وهو على كل شيء قدير، رب أسألك خير ما في هذه الليلة وخير ما بعدها وأعوذ بك من شر ما في هذه الليلة وشر ما بعدها، رب أعوذ بك من الكسل وسوء الكبر، أعوذ بك من عذاب في النار وعذاب في القبر، وإذا أصبح قال ذلك أيضا: أصبحنا وأصبح الملك لله…” .
وروينا في صحيح مسلم عن أبي هريرة رضي الله عنه قال: جاء رجل إلى النبي صلى الله عليه وسلم فقال: يا رسول الله ما لقيت من عقرب لدغتني البارحة؟ قال: “أما لو قلت حين أمسيت: أعوذ بكلمات الله التامات من شر ما خلق لم تضرك” .
ذكره مسلم متصلا بحديث لخولة بنت حكيم رضي الله عنها وهكذا.

(1/57)

ورويناه في كتاب ابن السني، وقال فيه: “أعوذ بكلمات الله التامات من شر ما خلق ثلاثا لم يضره شيء” .
وروينا بالإسناد الصحيح في سنن أبي داود، والترمذي عن أبي هريرة رضي الله عنه أن أبا بكر الصديق رضي الله عنه قال: يارسول الله مرني بكلمات أقولهن إذا أصبحت وإذا أمسيت، قال: “قل: اللهم فاطر السموات والأرض، عالم الغيب والشهادة رب كل شيء ومليكه، أشهد أن لا إله إلا أنت، أعوذ بك من شر نفسي وشر الشيطان وشركه، قال: قلها إذا أصبحت وإذا أمسيت وإذا أخذت مضجعك” قال الترمذي: حديث حسن صحيح.
وروينا نحوه في سنن أبي داود من رواية أبي مالك الأشعري رضي الله عنه أنهم قالوا: يارسول الله علمنا كلمة نقولها إذا أصبحنا وإذا أمسينا واضطجعنا، فذكره، وزاد فيه بعد قوله: “وشركه”، “وأن نقترف سوءا على أنفسنا أو نجره إلى مسلم”.
قوله صلى الله عليه وسلم: “وشركه”، روي على وجهين: أظهرهما وأشهرهما: بكسر الشين مع إسكان الراء من الإشراك: أي: ما يدعو إليه ويوسوس به من الإشراك بالله تعالى.
والثاني: شركه بفتح الشين والراء: أي: حبائله ومصايده، واحدها: شركة بفتح الشين والراء، وآخره هاء.
وروينا في سنن أبي داود والترمذي عن عثمان بن عفان رضي الله عنه قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: “ما من عبد يقول في صباح كل يوم ومساء كل ليلة: بسم الله الذي لا يضر مع اسمه شيء في الأرض ولا في السماء وهو السميع العليم، ثلاث مرات لم يضره شيء” قال الترمذي: هذا حديث حسن صحيح، هذا لفظ الترمذي.
وفي رواية أبي داود: “لم تصبه فجأة بلاء” .
وروينا في كتاب الترمذي، عن ثوبان رضي الله عنه قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: “من قال حين يمسي: رضيت بالله ربا، وبالإسلام دينا، وبمحمد صلى الله عليه وسلم نبيا، كان حقا على الله تعالى أن يرضيه” .
في إسناده سعيد بن المرزبان أبو سعد البقال بالباء، الكوفي مولى حذيفة بن اليمان، وهو ضعيف باتفاق الحفاظ ، وقد قال الترمذي: هذا حديث حسن صحيح غريب من هذا الوجه، فلعله صح عنده من طريق آخر. وقد رواه أبو داود والنسائي بأسانيد جيدة عن رجل خدم النبي صلى الله عليه وسلم عن النبي صلى الله عليه وسلم بلفظه، فثبت أصل الحديث، ولله الحمد. وقد رواه الحافظ أبو عبد الله في المستدرك على الصحيحين ، وقال: حديث صحيح الإسناد.
ووقع في رواية أبي داود وغيره: “وبمحمد رسولا”. وفي رواية الترمذي: “نبيا”، فيستحب أن يجمع الإنسان بينهما فيقول “نبيا ورسولا” ولو اقتصر على أحدهما كان عاملا بالحديث.
وروينا في سنن أبي داود بإسناد جيد لم يضعفه عن أنس رضي الله عنه: أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: “من قال حين يصبح أو يمسي: اللهم إني أصبحت أشهدك وأشهد حملة عرشك

(1/58)

وملائكتك وجميع خلقك أنك أنت الله الذي لا إله إلا أنت، وأن محمدا عبدك ورسولك، أعتق الله ربعه من النار، فمن قالها مرتين أعتق الله نصفه من النار، ومن قالها ثلاثا أعتق الله ثلاثة أرباعه، فإن قالها أربعا أعتقه الله تعالى من النار” .
وروينا في سنن أبي داود بإسناد جيد لم يضعفه، عن عبد الله بن غنام بالغين المعجمة والنون المشددة، البياضي الصحابي رضي الله عنه، أن رسول الله صلى الله عليه وآله وسلم قال: “من قال حين يصبح: اللهم ما أصبح بي من نعمة فمنك وحدك لا شريك لك، لك الحمد ولك الشكر، فقد أدى شكر يومه ; ومن قال مثل ذلك حين يمسي فقد أدى شكر ليلته” .
وروينا بالأسانيد الصحيحة في سنن أبي داود، والنسائي، وابن ماجه، عن ابن عمر رضي الله عنهما قال: لم يكن النبي صلى الله عليه وسلم يدع هؤلاء الدعوات حين يمسي وحين يصبح: اللهم إني أسألك العافية في الدنيا والآخرة، اللهم إني أسألك العفو والعافية في ديني ودنياي وأهلي ومالي، اللهم استر عوراتي وآمن روعاتي، اللهم احفظني من بين يدي ومن خلفي، وعن يميني، وعن شمالي، ومن فوقي، وأعوذ بعظمتك أن أغتال من تحتي قال وكيع : يعني الخسف. قال الحاكم أبو عبد الله: هذا حديث صحيح الإسناد.
وروينا في سنن أبي داود، والنسائي، وغيرهما بالإسناد الصحيح عن علي رضي الله عنه، عن رسول الله صلى الله عليه وسلم أنه كان يقول عند مضجعه: “اللهم إني أعوذ بوجهك الكريم وبكلماتك التامة من شر ما أنت آخذ بناصيته، اللهم أنت تكشف المغرم والمأثم، اللهم لا يهزم جندك ولا يخلف وعدك، ولا ينفع ذا الجد منك الجد، سبحانك وبحمدك” .
وروينا في سنن أبي داود، وابن ماجه، بأسانيد جيدة عن أبي عياش – بالشين المعجمة – رضي الله عنه، أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: “من قال إذا أصبح: لا إله إلا الله وحده لا شريك له، له الملك وله الحمد وهو على كل شيء قدير، كان له عدل رقبة من ولد إسماعيل صلى الله عليه وسلم، وكتب له عشر حسنات، وحط عنه عشر سيئات، ورفع له عشر درجات، وكان في حرز من الشيطان حتى يمسي، وإن قالها إذا أمسى كان له مثل ذلك حتى يصبح” .
وروينا في سنن أبي داود بإسناد لم يضعفه عن أبي مالك الأشعري رضي الله عنه: أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: “إذا أصبح أحدكم فليقل: أصبحنا وأصبح الملك لله رب العالمين، اللهم أسألك خير هذا اليوم فتحه ونصره ونوره وبركته وهداه، وأعوذ بك من شر ما فيه وشر ما بعده، ثم إذا أمسى فليقل مثل ذلك” .
وروينا في سنن أبي داود عن عبد الرحمن بن أبي بكرة، أنه قال لأبيه: يا أبت إني أسمعك تدعو كل غداة: اللهم عافني في بدني، اللهم عافني في سمعي، اللهم عافني في بصري، اللهم إني أعوذ بك من الكفر والفقر، اللهم إني أعوذ بك من عذاب القبر، لا إله إلا أنت، تعيدها حين تصبح ثلاثا، وثلاثا حين تمسي، فقال: إني سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يدعو بهن، فأنا أحب أن أستن بسنته.

(1/59)

وروينا في سنن أبي داود عن ابن عباس رضي الله عنهما عن رسول الله صلى الله عليه وسلم أنه قال: “من قال حين يصبح {فَسُبْحَانَ اللَّهِ حِينَ تُمْسُونَ وَحِينَ تُصْبِحُونَ وَلَهُ الْحَمْدُ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَعَشِيّاً وَحِينَ تُظْهِرُونَ يُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَيُخْرِجُ الْمَيِّتَ مِنَ الْحَيِّ وَيُحْيِي الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَكَذَلِكَ تُخْرَجُونَ} [الروم:19] أدرك ما فاته في يومه ذلك، ومن قالهن حين يمسي أدرك ما فاته في ليلته” لم يضعفه أبو داود، وقد ضعفه البخاري في تاريخه الكبير وفي كتابه كتاب الضعفاء.
وروينا في سنن أبي داود عن بعض بنات النبي صلى الله عليه وسلم رضي عنهن أن النبي صلى الله عليه وسلم كان يعلمها فيقول: “قولي حين تصبحين: سبحان الله وبحمده، لا قوة إلا بالله، ما شاء الله كان، وما لم يشأ لم يكن، اعلم أن الله على كل شيء قدير، وأن الله قد أحاط بكل شيء علما، فإنه من قالهن حين يصبح حفظ حتى يمسي ومن قالهن حين يمسي حفظ حتى يصبح” .
وروينا في سنن أبي داود، عن أبي سعيد الخدري رضي الله عنه، قال: دخل رسول الله صلى الله عليه وسلم ذات يوم المسجد، فإذا هو برجل من الأنصار يقال له: أبو أمامة، فقال “يا أبا أمامة ! ما لي أراك جالسا في المسجد في غير وقت صلاة؟” قال: هموم لزمتني وديون يا رسول الله، قال: “أفلا اعلمك كلاما إذا قلته أذهب الله همك وقضى عنك دينك” قلت: بلى يا رسول الله، قال: “قل إذا أصبحت وإذا أمسيت: اللهم إني أعوذ بك من الهم والحزن وأعوذ بك من العجز والكسل، وأعوذ بك من الجبن والبخل، وأعوذ بك من غلبة الدين وقهر الرجال” .
قال: ففعلت ذلك، فأذهب الله تعالى همي وغمي وقضى عني ديني.
وروينا في كتاب ابن السني بإسناد صحيح، عن عبد الله بن أبزى رضي الله عنه قال: كان رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا أصبح قال: “أصبحنا على فطرة الإسلام، وكلمة الإخلاص، ودين نبيا محمد صلى الله عليه وسلم، وملة إبراهيم صلى الله عليه وسلم حنيفا مسلما وما أنا من المشركين” .
قلت كذا وقع في كتابه: “ودين نبينا محمد” وهو غير ممتنع، ولعله صلى الله عليه وسلم قال ذلك جهرا ليسمعه غيره فيتعلمه، والله اعلم.
وروينا في كتاب ابن السني، عن عبد الله بن أبي أوفى رضي الله عنهما، قال: كان رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا أصبح قال: “أصبحنا وأصبح الملك لله عز وجل، والحمد لله، والكبرياء والعظمة لله، والخلق والأمر والليل والنهار وما سكن فيهما لله تعالى، اللهم اجعل أول هذا النهار صلاحا، وأوسطه نجاحا، وآخره فلاحا، يا أرحم الراحمين” .
وروينا في كتابي الترمذي وابن السني بإسناد فيه ضعف، عن معقل بن يسار رضي الله عنه، عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: “من قال حين يصبح ثلاث مرات: أعوذ بالله السميع العليم من الشيطان الرجيم، وقرأ ثلاث آيات من سورة الحشر، وكل الله تعالى به سبعين ألف ملك يصلون عليه حتى يمسي، وإن مات في ذلك اليوم مات شهيدا، ومن قالها حين يمسي كان بتلك المنزلة”.
وروينا في كتاب ابن السني، عن محمد بن إبراهيم، عن أبيه رضي الله عنه قال: وجهنا رسول الله صلى الله عليه وسلم في سرية، فأمرنا أن نقرأ إذا أمسينا وأصبحنا: {أَفَحَسِبْتُمْ أَنَّمَا خَلَقْنَاكُمْ عَبَثاً وَأَنَّكُمْ إِلَيْنَا لا تُرْجَعُونَ} [المؤمنون: 115] فقرأنا، فغنمنا وسلمنا.

(1/60)

وروينا فيه عن أنس رضي الله عنه، أن رسول الله صلى الله عليه وسلم كان يدعو بهذه الدعوة إذا أصبح وإذا أمسى: “اللهم إني أسألك من فجأة الخير، وأعوذ بك من فجأة الشر” .
وروينا فيه عن أنس رضي الله عنه قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لفاطمة رضي الله عنها: “ما يمنعك أن تسمعي ما أوصيك به؟ تقولين إذا أصبحت وإذا أمسيت: يا حي يا قيوم بك أستغيث فأصلح لي شأني كله ولا تكلني إلى نفسي طرفة عين” .
وروينا فيه بإسناد ضعيف، عن ابن عباس رضي الله عنهما، أن رجلا شكا إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم أنه تصيبه الآفات، فقال له رسول الله صلى الله عليه وسلم: “قل إذا أصبحت: بسم الله لى نفسي وأهلي ومالي، فإنه لا يذهب لك شيء”، فقالهن الرجل فذهبت عنه الآفات.
وروينا في سنن ابن ماجه، وكتاب ابن السني، عن أم سلمة رضي الله عنها، أن رسول الله صلى الله عليه وسلم كان إذا أصبح قال: “اللهم إني أسألك علما نافعا، ورزقا طيبا، وعملا متقبلا” .
وروينا في كتاب ابن السني، عن ابن عباس رضي الله عنهما، قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: “من قال إذا أصبح: اللهم إني أصبحت منك في نعمة وعافية وستر، فأتم نعمتك علي وعافيتك وسترك في الدنيا والآخرة ثلاث مرات إذا أصبح وإذا أمسى، كان حقا على الله تعالى أن يتم عليه” .
وروينا في كتابي الترمذي وابن السني، عن الزبير بن العوام رضي الله عنه، عن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: “ما من صباح يصبح العباد إلا مناد ينادي: سبحان الملك القدوس” وفي رواية ابن السني: “إلا صرخ صارخ: أيها الخلائق سبحوا الملك القدوس” .
وروينا في كتاب ابن السني، عن بريدة رضي الله عنه، قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: “من قال إذا أصبح وإذا أمسى: ربي الله، توكلت على الله لا إله إلا هو عليه توكلت وهو رب العرش العظيم، لا إله إلا الله العلي العظيم، ما شاء الله كان، وما لم يشا لم يكن، اعلم أن الله على كل شيء قدير، وأن الله قد أحاط بكل شيء علما، ثم مات دخل الجنة” .
وروينا في كتاب ابن السني، عن أنس رضي الله عنه، أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: “أيعجز أحدكم أن يكون كأبي ضمضم”؟ قالوا: ومن أبو ضمضم يا رسول الله؟ قال: “كان إذا أصبح قال: اللهم إني قد وهبت نفسي وعرضي لك، فلا يشتم من شتمه ولا يظلم من ظلمه، ولا يضرب من ضربه” .
وروينا فيه عن أبي الدرداء رضي الله عنه، عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: “من قال في كل يوم حين يصبح وحين يمسي: حسبي الله، لا إله إلا هو، عليه توكلت وهو رب العرش العظيم سبع مرات، كفاه الله تعالى ما أهمه من أمر الدنيا والآخرة” .
وروينا في كتابي الترمذي وابن السني بإسناد ضعيف، عن أبي هريرة رضي الله عنه قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: “من قرأ {حم المؤمن} إلى: {إليه المصير} وآية الكرسي حين يصبح حفظ بهما حتى يمسي، ومن قرأهما حين يمسي حفظ بهما حتى يصبح”.
فهذه جملة من الأحاديث التي قصدنا ذكرها، وفيها كفاية لمن وفقه الله تعالى، نسأل الله العظيم التوفيق للعمل بها وسائر وجوه الخير.

(1/61)

وروينا في كتاب ابن السني، عن طلق بن حبيب قال: جاء رجل إلى أبي الدرداء فقال: يا أبا الدرداء قد احترق بيتك، فقال: ما احترق، لم يكن الله عز وجل ليفعل ذلك بكلمات سمعتهن من رسول الله صلى الله عليه وسلم، من قالها أول نهاره لم تصبه مصيبة حتى يمسي، ومن قالها آخر النهار لم تصبه مصيبة حتى يصبح: اللهم أنت ربي لا إله إلا أنت عليك توكلت وأنت رب العرش العظيم، ما شاء الله كان، وما لم يشأ لم يكن، لا حول ولا قوة إلا بالله العلي العظيم، اعلم أن الله على كل شيء قدير، وأن الله قد أحاط بكل شيء علما، اللهم إني أعوذ بك من شر نفسي، ومن شر كل دابة أنت آخذ بناصيتها، إن ربي على صراط مستقيم.
ورواه من طريق آخر، عن رجل من أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم، لم يقل: عن أبي الدرداء، وفيه: أنه تكرر مجئ الرجل إليه يقول: أدرك دارك فقد احترقت، وهو يقول: ما احترقت لأني سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول: من قال حين يصبح هذه الكلمات، لم يصبه في نفسه ولا أهله ولا ماله شيء يكرهه ، وقد قلتها اليوم، ثم قال: انهضوا بنا، فقام وقاموا معه، فانتهوا إلى داره وقد احترق ما حولها ولم يصبها شيء.

(1/62)

باب ما يقال في صبيحة الجمعة
اعلم أن كل ما يقال في غير يوم الجمعة يقال فيه، ويزداد استحباب كثرة الذكر فيه على غيره، ويزاد كثرة الصلاة على رسول الله صلى الله عليه وسلم.
وروينا في كتاب ابن السني، عن أنس رضي الله عنه، عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: “من قال صبيحة يوم الجمعة قبل صلاة الغداة: أستغفر الله الذي لا إله إلا هو الحي القيوم وأتوب إليه ثلاث مرات غفر الله ذنوبه ولو كانت مثل زبد البحر” .
ويستحب الإكثار من الدعاء في جميع يوم الجمعة من طلوع الفجر إلى غروب الشمس رجاء مصادفة ساعة الإجابة، فقد اختلف فيها على أقوال كثيرة، فقيل: هي بعد طلوع الفجر وقبل طلوع الشمس، وقيل: بعد طلوع الشمس وقيل: بعد الزوال، وقيل: بعد العصر، وقيل غير ذلك.
والصحيح بل الصواب الذي لا يجوز غيره: ما ثبت في صحيح مسلم ، عن أبي موسى الأشعري، عن رسول الله صلى الله عليه وسلم، أنها ما بين جلوس الإمام على المنبر إلى أن يسلم من الصلاة.

(1/62)

باب ما يقول إذا طلعت الشمس
روينا في كتاب ابن السني بإسناد ضعيف، عن أبي سعيد الخدري رضي الله عنه، قال: كان رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا طلعت الشمس قال: “الحمد لله الذي جللنا اليوم عافيته، وجاء بالشمس من مطلعها، اللهم أصبحت أشهد لك بما شهدت به لنفسك، وشهدت به ملائكتك وحملة عرشك وجميع خلقك إنك أنت الله لا إله إلا أنت القائم بالقسط، لا إله إلا أنت العزيز الحكيم، اكتب شهادتي بعد شهادة ملائكتك وأولي العلم، اللهم أنت السلام ومنك السلام وإليك

(1/62)

باب ما يقول إذا استقلت الشمس
روينا في كتاب ابن السني، عن عمرو بن عبسة رضي الله عنه، عن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: “ما تستقل الشمس فيبقى شيء من خلق الله تعالى إلا سبح الله عز وجل وحمده إلا ما كان من الشيطان وأعتاء بني آدم، فسألت عن أعتى بني آدم فقال: شرار الخلق” .

(1/63)

باب ما يقول بعد زوال الشمس إلى العصر
قد تقدم إذا لبس ثوبه، وإذا خرج من بيته، وإذا دخل الخلاء، وإذا خرج منه، وإذا توضأ، وإذا قصد المسجد، وإذا وصل بابه، وإذا صار فيه، وإذا سمع المؤذن والمقيم، وما بين الأذان والإقامة، وما يقوله إذا أراد القيام للصلاة، وما يقوله في الصلاة من أولها إلى آخرها، وما يقوله بعدها، وهذا كله يشترك فيه جميع الصلوات.
ويستحب الإكثار من الأذكار وغيرها من العبادات عقب الزوال.
لما روينا في كتاب الترمذي عن عبد الله بن السائب رضي الله عنه، أن رسول الله صلى الله عليه وسلم كان يصلي أربعا بعد أن تزول الشمس قبل الظهر، وقال: “إنها ساعة تفتح فيها أبواب السماء فأحب أن يصعد لي فيها عمل صالح” قال الترمذي: حديث حسن.
ويستحب كثرة الأذكار بعد وظيفة الظهر لعموم قول الله تعالى: {وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ بِالْعَشِيِّ وَالْأِبْكَارِ} قال أهل اللغة: العشي من زوال الشمس إلى غروبها.
قال الإمام أبو منصور الأزهري: العشي عند العرب: ما بين أن تزول الشمس إلى أن تغرب.

(1/63)

باب ما يقوله بعد العصر إلى غروب الشمس
قد تقدم ما يقوله بعد الظهر والعصر كذلك، ويستحب الإكثار من الأذكار في العصر استحبابا متأكدا، فإنها الصلاة الوسطى على قول جماعات من السلف والخلف، وكذلك تستحب زيادة الاعتناء بالأذكار في الصبح، فهاتان الصلاتان أصح ما قيل في الصلاة الوسطى، ويستحب الإكثار من الأذكار بعد العصر، وآخر النهار أكثر، قال الله تعالى: {وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ وَقَبْلَ غُرُوبِهَا} [طه: 130] وقال تعالى: {وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ بِالْعَشِيِّ وَالْأِبْكَارِ} .
وقال الله تعالى: {وَاذْكُرْ رَبَّكَ فِي نَفْسِكَ تَضَرُّعاً وَخِيفَةً وَدُونَ الْجَهْرِ مِنَ الْقَوْلِ بِالْغُدُوِّ وَالْآصَالِ} [لأعراف: من الآية205].
وقال تعالى: {يُسَبِّحُ لَهُ فِيهَا بِالْغُدُوِّ وَالْآصَالِ رِجَالٌ لا تُلْهِيهِمْ تِجَارَةٌ وَلا بَيْعٌ عَنْ ذِكْرِ اللَّهِ} [النور: 37].

(1/63)

باب ما يقوله إذا سمع أذان المغرب
روينا في سنن أبي داود، والترمذي، عن أم سلمة رضي الله عنها قالت: علمني رسول الله صلى الله عليه وسلم أن أقول عند أذان المغرب: “اللهم هذا إقبال ليلك وإدبار نهارك وأصوات دعاتك فاغفر لي” .

(1/64)

باب ما يقوله بعد صلاة المغرب
قد تقدم قريبا أنه يقول عقيب كل الصلوات الأذكار المتقدمة، ويستحب أن يزيد فيقول بعد أن يصلي سنة المغرب.
ما رويناه في كتاب ابن السني، عن أم سلمة رضي الله عنها قالت: كان رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا انصرف من صلاة المغرب يدخل فيصلي ركعتين، ثم يقول فيما يدعو: “يا مقلب ثبت قلوبنا على دينك” .
وروينا في كتاب الترمذي، عن عمارة بن شبيب، قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: “من قال: لا إله إلا الله وحده لا شريك له، له الملك وله الحمد يحيي ويميت وهو على كل شيء قدير عشر مرات على أثر المغرب، بعث الله تعالى له مسلحة يتكفلونه من الشيطان حتى يصبح، وكتب الله له بها عشر حسنات موجبات، ومحا عنه عشر سيئات موبقات، وكانت له بعدل عشر رقاب مؤمنات” .
قال الترمذي: لا نعرف لعمارة بن شبيب سماعا من النبي صلى الله عليه وسلم.
قلت: وقد رواه النسائي في كتاب عمل اليوم والليلة من طريقين.
أحدهما: هكذا، والثاني عن عمارة عن رجل من الأنصار.
قال الحافظ أبو القاسم بن عساكر: هذا الثاني هو الصواب.
قلت: قوله: “مسلحة” بفتح الميم وإسكان السين المهملة وفتح اللام وبالحاء المهملة: وهم الحرس.

(1/64)

باب ما يقرؤه في صلاة الوتر وما يقوله بعدها
السنة لمن أوتر بثلاث ركعات، أن يقرأ في الأولى بعد الفاتحة: {سَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ الْأَعْلَى} ، وفي الثانية {قُلْ يَا أَيُّهَا الْكَافِرُونَ} وفي الثالثة: {قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ} والمعوذتين، فإن نسي {سبح} في الأولى، أتى بها مع {قُلْ يَا أَيُّهَا الْكَافِرُونَ} في الثانية، وكذا إن نسي في الثانية {قُلْ يَا أَيُّهَا الْكَافِرُونَ} أتى بها في الثالثة مع {قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ} والمعوذتين.
وروينا في سنن أبي داود، والنسائي، وغيرهما بالإسناد الصحيح، عن أبي بن كعب رضي الله عنه قال: كان رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا سلم في الوتر قال: “سبحان الملك القدوس” .
وفي رواية النسائي وابن السني: “سبحان الملك القدوس” ثلاث مرات.

(1/64)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.